Ülkemiz ağır bir ekonomik krizden geçerken, hiç şüphesiz ki bütün dünyada da bir kriz söz konusudur.
Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Amerika ve Uzak Doğu’da da enflasyon artmakta ve artan enflasyon oranları hükümetleri ciddi sıkıntılara sokmaktadır.
Bazı ülkelerde tarihinde görülmemiş oranlara ulaşan bu rakamlar halkın hükümetlerinden hesap sormalarına ve iktidar değişimine kadar etki etmektedir.
Global ekonomi içerisinde olan Türkiye’nin bu krizden etkilenmeyeceğini düşünmek saf dillik olacaktır. Onlarda enflasyon artarken biz de de artması gayet normaldir.
O halde hep beraber bakalım G20 olarak adlandırılan gelişmekte olan ülkelerin ve Türkiye’nin mevcut enflasyon oranlarına ve vatandaş olarak kıyaslayalım ”dünyadaki ekonomik krizin ülkemize etkisini”
Artan enflasyon karşısında düşen alım gücü en çok ücretli çalışanı etkilemektedir. En az 6 ay boyunca maaşlar sabit kalırken her gün yeni zamlar gelmekte enflasyon oranı yukarı doğru seyretmektedir. Ücretlilere 6 ayda bir verilen zamların da enflasyon oranlarının altında kalması neticesinde yük ağırlaşmakta, ücretlilerin “büyüyen” ekonomiden aldığı pay gerilemektedir. Buyrunuz TÜİK kaynaklı bir istatistikle ücretlilerin ekonomiden aldığı payın yılara göre oranını görelim;
Cumhurbaşkanının “döviz mevduatlarının” TL’ye çevrilmesi çağrısı üzerine döviz mevduatlarda azalma olduğu, vatandaşın dövizden kaçarak yatırımlarını TL’ye çevirdiği ve bu sayede TL’nin güçlendiği algısı sık sık vurgulanan bir husustur.
Ancak aşağıda göreceğiniz üzere krizin başladığı 2017 yılı sonbaharından bu tarafa (2018-2022) bazı ilerde döviz mevduat oranları yükselmektedir. Bilin bakalım liderliği hangi il uhdesine almıştır!!
Bu liste bankalarda vatandaş hesabında bulunan her 100 birim paranın ne kadarının döviz olduğunu göstermektedir.
Bu listede ilk 10 sıra verilmiştir. Ortak özelikleri kriz döneminde yatırımlarını dövize yapmış olmaları ve oranın artış eğiliminde olmasıdır. Sanıldığı gibi dövizden bir kaçış söz konusu değildir. Bilakis kendi vatandaşımız dahi TL’ye güvenmemekte, TL’ye yatırım yapmamaktadır.
Açıklanan “döviz mevduatı azaldı” haberlerini kamuoyuna duyuran yetkililere, ihracatçılara, yurt dışındaki hesaplarına döviz aktaran şirket ve kişilere ve Türkiye’deki parasını geri çeken yabancı yatırımcılara odaklanmalarını tavsiye ederiz. Görüleceği üzere; vatandaşın dövizden kaçması söz konusu değildir!
Yukarıdaki listeye bir başka açıdan bakalım şimdi de;
Yozgat; %75,5. Aksaray; %76,2. Nevşehir; %68,1 Kırşehir; %55,7. Gümüşhane; %77,1. Bingöl; %66,7. Bayburt; %82,1. Uşak; %51,5. Kütahya; %71,5.
Nedir bu oranlar? Son genel seçimde yani cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yukarıdaki illerin Recep Tayyip Erdoğan’a verdiği destek.
Yoruma gerek yok sanırım; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’a ezici bir oranla destek veren iller ve seçmen dahi, hükümetin TL’ye yatırım yapılması çağrısına uymamaktadır. Bu da demek oluyor ki, Ak Parti seçmeni dahi hükümetin ekonomi politikalarına güvenmemekte, oradan gelen açıklamalara itibar etmeden, yatırım ve birikimlerinin değerini korumaya çalışmaktadır.