Cumhuriyetin 100. Yılında en uzun iktidar döneminin sonundaki seçime 10 gün kaldı.
Ülkenin yeni dönemde adalet,liyakat, gelirin tabana yayılması, eşitlik, özgürlük başta olmak üzere ekonomik ve sosyal sorunların çözümü için kararlar alacak, yeni bir vizyon ile 2. yüzyılını inşa edecek, siyasi yönetimi hep birlikte sandıklara giderek, vereceğimiz oylarla iş başına getireceğiz.
Bu ve başkaca konularda toplumun önemli kesimlerinde duyulan endişe ve kaygılar şu günlerde vatandaşın sessizliğinden anlaşılmaktadır.
Anket sonuçlarına bakarak konuşursak, bir taraf tutma dikkatleri çekiyor. İşin başından bu yana çalıştıkları partileri başarılı gösterenfirmaların tutumları karşısında seçmen halen rengini net bir şekilde ortaya koymuş değil.
Ak Parti’nin Yozgat’ta geçmiş yıllarda il başkanlığını yapan iki isim evvelsi gün gazetemizi ziyaret etti. Gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve zaman zaman seçim çalışmalarına katıldıklarını bildiğim başkanlarla yaptığımız sohbette Ak Parti seçim çalışmaları ve seçime dair düşüncelerini almak istedim.
Yazımın başlığında “Ak Parti İl Başkanlarının, Ak Parti Değerlendirmesi” derken, bunu kastettim. Yazacaklarım onların izlenimlerinin aktarılmasıdır. Ak Parti başta olmak üzere bütün partilerin saha çalışmalarını onlar anlattı, ben not aldım.
Şimdi aldığım notları aktarayım:
“Ak Parti’nin genel ve yerel olarak katıldığı seçimlerin kimisinde bizzat sorumluluk aldık, kimilerinde de partili olarak çalışmalarımız oldu. Fakat bu seçimler geçmiş yıllarda yapılan seçimlere benzemiyor. Siyasi partilere baktığımızda da hepsinin politikası, duruşu, söylemi ve eylemi aynı değil. Yapılan ittifaklar siyasetin farklı yönde, alışılmış düzenini, geleneği ters yüz eti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üstünlükle kazanacağına inancımız tamdır. Fakat iktidar partisi meclis çoğunluğu kaybedilebilir. Bunun sebebi bize göre ittifaklarve parti içindeki sorunlardır. Vatandaş gözünde ittifakların samimi olmadığı görülmektedir.
Bugün Yozgat’ta toplamda 4 vekil seçilecek, ittifak ortağı bütün partiler bu dört vekilin hepsini kazanmak için seçmenin ayağına gidiyor. Özellikle Cumhur İttifakı’nın seçmen alt yapısı ortak ancak ortada bir ittifak söz konusu olmasına rağmen her parti ayrı bir çalışma yaptığı için herkes kendi partisine oy istemek durumunda kalıyor. Bu da Ak Parti aleyhine vekil dağılımını olumsuz etkileyecektir.
Seçim çalışmaları sırasında dikkatimizi çeken bir başka önemli konu ise şudur; miting ya da toplantılar başta olmak üzere, karargahaçılış programları ayrı ayrı sorundur.
Halbuki Ak Parti sahaya hâkim, seçmen kitlesi en fazla olan bir parti olmasına karşın sanki ilk defa seçime giriyor, ilk defa salon toplantıları ve mitingler yapıyor gibi duruş göstermektedir.
Dolayısı ile bütün bu sorunları bir araya getirdiğimizde bu seçimlerin gerek siyasi yönden gerekse ülkenin yönetiminde doğru sonuçların çıkması bakımından pek iyimser bir tablo olmayacağını düşünüyoruz.”
Özetin, özeti; daha önceki yazımlarımda da ifade ettiğim üzere partilerin üst makamlarında yapılan ittifakların tabana yansımamış olmasını seçim çalışmaları sırasında daha net gördük. Bu durum seçmen tarafından kolayca çözümlenecek gibi görünmüyor. Sonuç olarak 14 Mayıs seçimlerinin hemen ardından Ak Parti meclis çoğunluğunu yitirdiği taktirde yeni bir milletvekili seçimi yapılmak istenecektir, tıpkı 1 Kasım seçimlerinde olduğu gibi.