""

Siyaset Ayrıştırıcı Dilden Vazgeçmelidir « Yeniufuk Gazetesi

24 Kasım 2024 - 22:44

Siyaset Ayrıştırıcı Dilden Vazgeçmelidir

Siyaset Ayrıştırıcı Dilden Vazgeçmelidir
Son Güncelleme :

08 Mayıs 2023 - 18:12

Demirel, Erbakan, Ecevit, Özal ve İnönü çocukluk ve ilk gençlik yıllarımın siyasi kahramanlarıdırlar.
Birlikte tv programlarına çıkarlar, karikatürlerini çizenlerle birlikte güler, taklitlerini yapanlara “bir daha yapsana” der kahkahayı patlatırlardı.
Meydanlarda ve meclis kürsülerinde çok ağır eleştirseler de, birbirlerine lakap taksalar da bu eleştirici cümleleri ve lakapları milletin yüzünde tebessümler oluştururdu.
Hiç birinin bir diğerini tehdit ettiğine, izzetini zedeleyecek hakaretlerine şahitlik etmedik.
Onların bu centilmen tavrının ülkedeki demokrasi anlayışının gelişmesinde çok katkısı vardır.
Darbeler görmüş olmalarına rağmen, milletten ve milletin iradesinden vazgeçmediler. Daima “hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir” düsturuna sadık kaldılar.
Onların millet iradesini üstün tutan demokrasi anlayışlarının nedeni gerçek birer cumhuriyet çocuğu olmalarındandır. Cumhuriyetin bu ülkeye kazandırdıklarının farkında, devlet hizmetinde bulunmuş, üretimin, çalışmanın içerisinde olmuş ve İstiklal Harbi sonrası zaten fakir olan milletin bir de savaşla aldığı darbe ile uzayan yokluk yıllarına şahitlik etmiş olmalarındandır.
Milletin içerisinden geliyorlardı ve milletin derdi ile dertlenmiş olarak ona hizmet etmek için çaba sarf ediyorlardı.
Onlar cumhuriyetin siyaset sahnesindeki son medeni çocukları idiler.
O güzel çocuklar birer birer gittiler.
Ve geride, kendinden olmayan herkesi aşağılayan, ötekileştiren, tehdit eden, devlet imkanları ile korkutan bir dil kaldı.
Dün Erzurum’da yaşanan ve meydandaki insanların yaralanmasına neden olan hadise tam da böyle bir dilin, üslubun, tarzın ortaya çıkardığı sonuçtur.
Erzurum’da atılan taş, siyasilerin yelkenine rüzgar taşımak isteyenlerin aynı anda milletin arasına sokulmak istenen ateşin harlanmasına hizmetkarlıklarıdır.
Üç ay önce deprem dolayısıyla bütün suni ayırımlarını kenara bırakıp tek yürek olmuş, ölen yüz binlerce insanla ölmüş, evsiz barksız kalanla soğuğu, yağmuru kendine mesken edinmiş, adeta yaşadığından utanırcasına, millet olmayı hatırlamış bizlerin bugün sırf bizim partimizden değil diye birilerini taşlayabilmemiz, onların canına kastetmemizin yegane suçlusu siyasilerdir.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine “ısrarla” yakıştırdığı ve ondan cesaret alan lütfettiği makamlarda oturanların da kendisinden rol çalarak millete efelendiği ancak benim Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanına, cumhurbaşkanına asla yakıştıramadığım ve kabuslarda ancak yaşanabilecek bu tehditkar, ötekileştirici, nobran, kaba ve kavgacı üslup, yaklaşan seçimler öncesi yaşanan ve yaşanacak olumsuz olayların en belirleyici nedenlerinden biri olacaktır.
Eğitimin, ailenin ve toplumun niteliklerini yitirmesi, iletişim ve ulaşım kanallarının çoğalması ve çeşitlenmesi ile hızla çürümüşlüğe yol alan toplumsal yapı, en çok bağırandan, en sert cümleleri kurandan, en kabadayı yürüyüşlüden ve en sert bakışlıdan yana egosunu tatmin edebilir, tercihini o yönde kullanabilir.
Ancak, devlet adamı, sokağın istediği kültüre teslim olmamalıdır.
Biliyoruz, onların reyi olmadan iktidar meşruiyeti sağlanamaz. Lakin, devlet de sokak jargonu ile yönetilemez.
21 yıldır devletin tepesinde olan, devletin ne olduğunu az çok tanımış, devlet adamlığının nasıl bir şey olduğunu öğrenmiş olan Recep Tayyip Bey’in son 5 günde tansiyonu düşüreceğine, sükunet içerisinde, huzurlu bir şekilde seçimlerin tamamlanıp, millet iradesinin gerçekleşmesini sağlayacağına inanıyorum. En azından umut ediyorum.
Milletin arasına fitne sokmak isteyenlere dur demek en başta kendisinin görevidir. Bunun için de her provakatör, fitneci, tehditçi tek tek bulunmalı ve adalet karşısına çıkarılmalıdır. Meydanlarda siyasi tansiyon düşürülmeli, rakipler için kullanılan nobran dilden vazgeçilmeli, daha mutedil ve kucaklayıcı tarz tercih edilmelidir.
Ben, Recep Tayyip Bey’i tüm eksiklerine ve yetersizliklerine, bugüne kadar kullandığı, devlet adamı zaviyesinden kabul edemediğim üslubuna rağmen, ülkeme yaptığı güzel hizmetlerinin karşılığında hayırla yad etmek isterim.
Bugün benim Atatürk, İnönü’ler, Demirel, Özal ve Erbakan için kullandığım güzel ifadelerin çocuklarım ve torunlarım tarafından Sayın Erdoğan için kullanılabiliyor olması en büyük temennimdir.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.