Yozgat, 20. Yüzyılın başlarına kadar imarı ve estetiği ile Anadolu’da öne çıkan şehirlerdendir.
Cumhuriyet döneminde çok partili dönemin başlaması ile bu estetiğini kaybetmiş, imarı betona ve arsa rantına teslim edilmiş, ağırlıkla şehirli kültürden gelmeyenlerce yönetilmiş bir yerleşke halini almıştır.
Onlarca yıl Cumhuriyet meydanı, Lise cadddesi ve Büyük Cami etrafında dönen belediyecilik çalışmaları, Yozgat’ı şehir olmaktan çıkarmıştır.
Son dönemlerdeki hızla betonlaşma, bulunan her metrekareye bir beton yığını dikme sevdası, belediyenin de merkezden çıkıp şehri bir bütün olarak değerlendirmeyen ve sorunları merkezden kenara kenardan merkeze doğru planlamalar yapmadan ele alması ile birleşince; sonuç şehrin yağmura ve yağmurla oluşan sokak sellerine teslim olması olarak tezahür etmektedir.
Son iki hafta içerisinde kendi apartmanımızın etrafında şahit olduğumuz seller ve bu sellerin insan yaşamını esir alışı, su basan iş yerleri ve uluslarası karayolunda araç trafiğini engelleyen, bütün bir Yozgat’în yüksekliklerinden şehir merkezine hücüm ederek merkezi esir alan sel görüntüleri göstermektedir ki; Yozgat cumhuriyet meydanı siyasetinden kurtulmalıdır.
Bu tarz bir şehir anlayışından kurtulmadan, Yozgat’ı bir bütün olarak ele alıp sorunlarına ki, özelikle yağmur suyu sorunu çeperden yani yükseklerden başlanarak çözülebicek bir sorundur, doğru teşhisler koymadan, en yüksek noktaya kadar alt yapıyı güçlendirmeden, şehir merkezinde rahat bir yaşam mümkün olmayacaktır, olmamaktadır da.
Büyük Caminin altında 7. Yılında tamamlanmak üzere olan proje, Millet Bahçesi ve Bankalar caddesindeki hal iş merkezi devamı, parklar ve dahası her neyse! yaşamımıza küçük de olsa artı değer katabilirler ama kenar mahallelerin alt yapı eksikleri, çukurlara teslim olmuş çoğu asfaltsız, kaldırımsız yolları, şehrin gerçekliklerine göre planlanmadan bir arsa üzerine hızlıca yapılan ama yağmura, kara, sele göre tedbirsiz ve belediye alt yapısı ile uyumsuz apartmanları ile bahse konu projelerin hayata geçmesi pek de önem arz etmemektedir.
Bir şehir planımız olduğunu söylemek çok zor. Ve eğer bir planımız varsa veya yapılacaksa da en kötü senaryolara göre, alt yapısını, üst yapısını, sokaklarını, caddelerini, ana arter yollarını, konutlarını ve resmi kurumlarını planlarsınız ve bunu uyguladığınızda bırakın yarım saat yağan yağmurun şehri teslim almasını, çok daha büyük felaketlerden korunur hızlı müdahale ederek etkisini azaltırsınız.
Bu bugünün sorunu değildir. Onlarca yıldır iyi yönetilememenin getirdiği biriktirdiği ve her yönetim döneminde görmezden gelinen ve bir sorun olarak algılanmayan sorunlar yumağıdır.
2024 yerel seçimi öncesinde aday adaylarının kendisini göstereceği döneme yaklaşmaktayız.
Bu döneme girdiğimizde yukarıda bahsettiğim soruna ve Yozgat’a yeniden şehir kimliği kazandıracak ve beton, rant ekonomisine teslim olmuş, estetikten ve sağlıklı alt yapıdan yoksun, bir caddeye hapsolmuş şehir yaşamını, kültürü, sanatı, ekonomisi, sosyal yaşamı, turizmi ve üretimi ile birlikte değerlendirecek, bina uygun bir vizyon ortaya koyacak adayı gündüzün aydınlığında mumla arayacağımı biliyorum. Ama henüz adayın netleşmesine 4 ay gibi bir zaman varken ümitvarım.
“Türkiye Yüzyılı”na uygun bir adayla ve başkanla Yozgat neden buluşmasın…