Çok çocuğu olan bir adam oğullarına beni ne kadar seviyorsunuz? Diye sorar ? Biri demiş dağ kadar biri demiş dünya kadar biri demiş vs… sıra en küçük oğlana gelir ve babası ona da sorar “oğlum beni ne kadar seviyorsun?”
Oğlan cevap verir babacığım ben seni tuz kadar seviyorum. Babası bunu yanlış anlayarak oğlunun kendisini çok az ve tuz kadar basit bir şekilde sevdiğini düşünür ve küçük oğluna hiç değer vermeyip bütün ilgisini, sevgisini, malını hep büyük oğullarına verir.
Gel zaman git zaman adam yaşlanır ve babanın değer verdiği ve çok şeyler beklediği oğulları babaya bakmazlar ve baba en sonunda en küçük oğlunun eline düşer .
En merhametlisi olan bu oğul, babası yanına geldiğinde, babasını neden tuz kadar sevdiğini anlaması için önüne hep tuzsuz aş koyar.
Baba bu tuzsuz aşları yedikçe aklı başına gelir ve oğluna yaptığı haksızlılar için üzülür aslında oğlunun kendisine “babacığım sen benim ağzımın tadısın” demek istediğini anlar.
Büyüklerimin bana her zaman anlattığı bu hikayeyi sizlerle paylaşmak istedim çünkü çocuklarımızın hal, davranış, ilgi alanlarına bakarak onları yargılamayalım, onları kardeşleri ile yada başka çocuklarla kıyaslamayalım çünkü onların hepside kendi başlarına bir cevherdir ve bir bireydir.
Çocuklarımızın hal ve davranışlarında bir yanlışlık olmadıkça onları kendi istediğimiz kalıplara sokmaya çalışmayalım. Onların yeteneklerini keşfedip bu konuda destek olalım ve doğru dürüst bir hayat yaşamaları için onlara rehberlik edelim.