Yerel seçimlere sayılı zaman kala partilerde aday adaylarının çalışmaları ve adayların belirlenme süreci devam etmektedir.
Belediye başkanlığı gibi ağır sorumlulukları olan ve bütün bir şehrin kaderini, yaşam kalitesini ilgilendiren görevler ciddi bilgi birikimi, şehircilik vizyonu, sorunları ve gelişme alanlarını tespit edip projelendirecek analitik zeka ve başkanın yükünü hafifletip belediye kaynaklarını doğru yönlendirecek nitelikli bir kadroya ihtiyaç duyar.
Yıllar öncesinden başlayan çalışmalarla belediye başkanlığına hazırlanılır, şehir karış karış gezilerek sorunlu her alan tespit edilir bu sorunlaırn giderilmesine dair çözüm önerileri geliştirilir, şehrin her ekonomik ve sosyal katmanı ile temaslar kurularak yaşam kalitelerinin yükseltilmesi önündeki engeller, beklentiler ve insan yaşamını kolaylaştıracak çözümler belirlenir.
Şehre dair veriler toplanarak iyi bir analize tabi tutulur ve bunun sonucunda da şehre bir gelişim vizyonu belirlenir. Belirlenen bu vizyona uygun projeler geliştirilir. Ancak proje geliştirirken iki önemli hususu dikkate almalıdır.
Belediyenin mevcut ekonomik durumu ve personel ve araç parkuru. Projelerin hayata geçirilmesi ve belediye hizmetlerinin yürütülmesinde bu iki kaynak olmazsa olmazdır ve iyi planlanmadıkları taktirde hizmetleri gerçekleştirmek bir yana dursun her bir kazma vurulan nokta şehirde ekonomik ve sosyal yaşantıyı aksatan birer çilehaneye dönüşür.
Buradan hareketle; mevcutta siyasi partiler için adı geçen aday adaylarının dünde olduğu gibi konjonktürel ve son dakika adayları olduklarını söylersek yanılmış olmayız. Özgeçmişine bir de aday adaylığı eklemek isteyenler, aday adaylığı üzerinden aslında gerçekten talip oldukları başka koltuklara ulaşmayı hedefleyenler, mevcut koltuklarını korumak derdinde olanlar ve parti içi dengeleri korumak adına daha üst makamları arzularken belediye başkanı adaylığına mecbur kalanlar parantezi içerisine neredeyse tamamını alabiliriz.
İddia ediyoruz ki; şu an kamuoyunda partilerin aday adayı olarak ismi zikredilen hiçbir şahsın belediye başkanlığı için, bu makamın sorumluluklarını taşımak ve belediye parantezi içerisindeki görevleri yerine getirmek adına hazırlığı, çalışması bulunmamaktadır.
Talip olunan belediyenin mali durumunu, personel yapısı, araç parkuru ve tesislerine dair net ve gerçekçi rakamı hiç birinden alamazsınız. Şehrin alt ve üst yapısına dair ellerinde bir plan ve bilgi notu yoktur. Belediyenin kaynaklarının yetmediği yerde başvurulabilecek uluslar arası ve bakanlık desteklerini bilmiyorlardır. Ve elbette ki; belediye yönetmenin bir kadro işi olduğunu ve bu kadroların da en az belediye başkanı olacak şahsın ufkuna, becerisine ve niteliğine sahip olması gerektiğinin bilincinde değillerdir.
Bu yazdıklarımın somut örneklerini son 4 dönemdeki belediye başkanları ve yönetimlerine, onların yönettikleri il ve ilçelerimize baktığınızda net olarak görürsünüz.
Maalesef Yozgat ve ilçeleri iyi pazarlanabilecek, o günkü şartlarda kazanmaya yakın olduğu düşünülen ve siyaset kurumunda doğru bağlantıları ve ilişkileri kurarak, bütçesi, personeli olan bir kuruluşu yönetme arzusunda olan kişiler ve onların “dostlarının” adaylıkları ve yönetimleriyle muhataptır.
Bu muhataplık, siyasetin kazanma ve rakibine galip gelme arzusunun sonucu olarak partilere ve kazanan adaylara kazandırsa da, Yozgat ve ilçeleri kaybetmeye devam etmekte, daha nitelikli işlerle, daha kaliteli bir yaşamla halkımız buluşturulabilecekken; yönetici kadronun yetersizliği, hazırlıksızlığı ve siyasetin etkisi ile belediyeyi kamu kurumu olmaktan çıkarıp siyasetin cirit alanına dönüştürmeleri nedeniyle, “adım Hıdır elimden gelen budur” dercesine lütfedilene razı olmaya zorlamaktadır.