Çalışmak, üretmek, faydalı olmak, katma değer oluşturulmasına katkı sunmak, bütün bunların karşılığı devletin daha çok kazanmasına vesile olmak değil mi?

Emekli olup da çalışmak zorunda kalanların hükümet tarafından destek görmemesi ilk kez yaşanıyor.

Bilindiği üzere ekonomik krizin en çok vurduğu kitle, hiç kuşkusuz emekliler. Yaşam pahalılığı altında ezilen milyonlarca dar ve sabit gelirli komik aylığın yetersizliğinden çalışmak zorunda.
Sonbaharlarında eşi, çocuğu ve torunları ile keyifli yaşam sürmesi gereken 4 milyona yakın kişi, emekli olmalarına karşın evlerinde değil, işbaşında ter akıtıyor.
Zorunlu çalışmalarından ötürü kasım ayı ortasında çalışmayan emekliye ödenecek 5 bin TL ikramiyeden yoksun bırakıldı 4 milyona yakın çalışan emekli. Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı karar aldı siyasi irade. İlgili madde uyarınca ikramiye ayrım yapılmaksızın tüm emekliye verilmeliydi.
İstatistik verilere bakıldığında çalışanların yanında iş arayan binlerce emekli, her gün Türkiye İş Kurumu’nun kapısını aşındırıyor. 60-64 yaş grubunda 16 bin 53,  65 yaş ve üstü grupta 1062 emekli iş bekliyor.  İŞKUR verileri 7500 lira aylığın dışında geliri olmayan emeklinin vahim durumunu ortaya koyuyor.
Hali vakti yerinde olsa bu insanlar evlerinde ailesi ile vakit geçirmek yerine sonbaharlarında neden çalışsın… Bu yetmezmiş gibi asıl onlar alması gerekirken 5 bin TL’lik ikramiyeden yoksun bırakıldı.     Aylıkları hayli yüksek Avrupalı ve Rus emekliler, ülkemizin en gözde turizm bölgelerinde uzun süre tatil yaparken, bizimkiler onları uzaktan izlemekle yetiniyor.
Dört ve beş yıldızlı lüks otellere adım atamayan o kadar gariban insan var ki… Nasıl gidebilsinler oralara? Ellerine geçen kıt aylıkla ancak temel gereksinimlerini karşılayabiliyorlar.
En çok emekli tatilden yoksun. Ekonomik güçleri yeterse ancak torpille kamu kurumları ya da dernek ve sendikaların tesislerinden yararlanabiliyorlar. Artık oralara da gidemiyorlar ya.
Milyonlarca emeklinin satın alım gücü cebi ve mutfağı yakan fahiş fiyatlardan ötürü giderek dibe vuruyor. Hal böyle olunca sağlığı çok elvermese de çalışmaktan başka çareleri yok. Şimdi de  “çalışıyorsun” denilerek 5 bin TL’yi çok görüyorlar.
Tüketici kredisi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyen on binlerce emekli mevcut. Aylıklara yasal olarak haciz uygulanmasa bile kapılarının her an icra memuru tarafından çalınacağı kaygısını taşıyorlar. İşte böyle iç karartıcı tablo var karşımızda. Zam için ocak ayını şimdiden gözlemeye başladılar. Bakalım ne kadar zam gelecek aylıklara…