""

Müslüman ülkelerin çaresizliği « Yeniufuk Gazetesi

22 Kasım 2024 - 12:49

Müslüman ülkelerin çaresizliği

Müslüman ülkelerin çaresizliği
Son Güncelleme :

24 Ekim 2023 - 16:43

Son dönemde İsrail’in Filistin halkına yönelik insanlık dışı saldırıları, dünya kamuoyunda büyük tepkilere yol açtı. Maalesef, bu olaylar karşısında Müslüman ülkeler çaresiz bir şekilde sadece kınamakla yetinmek zorunda kaldı. İşgalci İsrail’in Filistin’i acımasızca bombalaması ve bunun karşısında başta ABD, İngiltere ve bazı batılı ülkelerin desteğini alması, vicdan sahibi herkesi derinden etkilerken bu tepkiler sadece duygu dolu sözlerle sınırlı kaldı.

Geçtiğimiz günlerde İsrail’in Gazze’de hastaneyi vurması, çoluk çocuk demeden yüzlerce insanın feci şekilde hayatlarını kaybetmesi yürekleri dağladı. Hastanenin bombardımana tutulması, ülkemizin dört bir tarafında olduğu gibi Yozgat’ta da protesto edildi. Sivil İnisiyatif Platformu adı altında stk’lar, Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelerek İsrail’e karşı sloganlar attı ve Filistinli masum halk için dualar etti. Camilerde ise gıyabi cenaze namazları kılındı. Ancak bu tepkiler, uluslararası arenada İsrail’in saldırılarını durdurmaya yetmedi.

İsrail’in bu zulmünün hiçbir haklı gerekçesi olamaz. İnsanlık adına bu tür şiddeti kınamak, insan olmanın bir gereğidir. Bu, sadece Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasındaki bir çatışma değil, aynı zamanda bir insanlık dramıdır. Özellikle masum ve günahsız çocukların acımasızca İsrail’in saldırılarında can vermesi 7’den 70’e can taşıyan, vicdanı olan herkesin yüreğini yaktı. İsrail’li çocuklar yataklarında güven içinde uyurken, atılan bombalar nedeniyle parçalanan cesetlerde çocuklarının kimliklerini tespit edebilmek için Filistinli çocukların bırakın uyumayı aileleri tarafından; ayak ve kollarına, vücudunun farklı yerlerine isimleri yazılıyor.

İsrail’İn bu vahşetine dur demek için ülkemizin ve diğer müslüman ülkelerin her alanda çok güçlü olması ve birlikte hareket emesi gerekir. İşin en garip tarafı ise; Batılı ülkelerin kendilerine tehlike olarak gördükleri her olumsuzlukta adeta akbaba gibi birleşip müslüman coğrafyasını kan gölüne çevirirken, Müslüman ülkelerin  “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” misali bu büyük tehlikenin eninde sonunda kendimize de dokunacak olmasının farkına varamayışımızdır.

Tek bir Allah ve tek bir Peygamber’e inanan Müslümanlar arasında bile, nifak ve menfaatlerin yol açtığı çatışmalar yıllardır devam etmektedir.  Müslüman ülkeler arasında yaşanan bu sorunları anlamak için,yönetim şekline ve toplumun genel yapısına bakmak yeterlidir.

Bu acı gerçeği düşünerek, Müslüman ve Hristiyan toplumlar arasındaki farkları göz önünde bulundurmalıyız. Örneğin, Çin ve Hindistan gibi büyük nüfusa sahip ülkelerde birçok farklı inanca rağmen barış içinde bir arada yaşamaya devam ederken,  Doğu ve Ortadoğu coğrafyasında ise çok sayıda Müslüman devletler sürekli bir çatışma halinde kan akıtmayı sürdürüyor.

Netice itibariyle Müslümanlar ve Hristiyanlar arasındaki çatışmada zarar gören her zaman masum insanlar olmuştur ve olmaya devam ediyor. işgalci İsrail’in bu zulmü bir insanlık suçudur. Çocukların ve masum insanların öldürülmesinin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Bu acıların son bulması, barışın hakim olduğu bir dünya düzeninin kurulması vicdan sahibi herkesin dileğidir.

 

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.