Hastalık hakkında detaylı bilgilendirme yapan Dr. Bulut, Parkinson hastalığının yavaş ilerleyen bir beyin hastalığı olduğunu ve yaşlılarda daha sık görüldüğünü ancak sadece yaşlıları etkilemediğini vurguladı.
Dr. Bulut, yaptığı açıklamada, hastalığın yaşlılıkla sınırlı olmadığını belirterek, bazı vakalarda hastalık belirtilerinin 40 yaşından önce başladığını, hatta özel ailevi durumlarda 20 yaşından önce başlangıç gösterebildiğini ifade etti.
Parkinson hastalığının temelinde dopamin üreten hücrelerin kaybının yattığını dile getiren Dr. Bulut, bu kayıp nedeniyle vücut hareketlerinin düzeninin bozulduğunu ve belirtiler arasında titreme, eklem katılığı ve hareketlerde yavaşlama gibi durumların öne çıktığını belirtti. Ayrıca, hastalığın başlangıcında semptomların genellikle tek taraflı olduğunu, ancak zamanla diğer vücut yarısına da yayılabildiğini açıkladı.
Hastaların doktora başvurmasını gerektirecek motor belirtiler başlamadan önce, beyindeki hücre kaybı ve dopamin azalmasının ortalama 6-8 yıl önce başladığını belirten Dr. Bulut, bu süreçte dirençli depresyon, kabızlık, koku duyusunda azalma gibi belirtilerin ortaya çıkabileceğine dikkat çekti.
Tedavide ilk tercihin azalan dopamine dönüşen veya dopaminin görevini yapan ilaçların kullanımı olduğunu ifade eden Dr. Bulut, hastanın yaşına, belirtilerine ve eşlik eden hastalıkların varlığına göre uygun ilaç tedavisinin seçileceğini kaydetti. İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda ise beyin pili takılması veya cilt altına ya da bağırsak içine ilaç verilmesi gibi yöntemlerin kullanılabileceğini belirtti.
Son olarak, düzenli fiziksel aktivitenin Parkinson hastalığı riskini azaltmanın ve hastalığın ilerlemesini engellemenin en önemli faktörlerinden biri olduğunu vurgulayan Dr. Bulut, hastaların yaşam kalitesini artırmak için düzenli egzersizin önemine dikkat çekti./ Nazife EKİCİ