“Nerede O eski bayramlar” diye başlayan cümlelerin devamı niteliğinde olacak belki bugünkü sohbetimiz ama bazı gerçeklere dikkat çekmeden de geri durmayı doğru bulmuyorum.
Evvelsi gün bir dostun mekânında üç arkadaş sohbet ederken, konu döndü dolaştı, bayramlara geldi…
Malum hafta sonu Cumhuriyet Bayramını kutladık…
* * * *
Bütün gazeteler bayramın coşku ile kutlandığını yazdı, coşkuyu aramak üzere başladık fotoğrafları, görüntüleri, mesajları incelemeye…
Bütün dert anlatılanların doğru olduğunu görmek, yaşandığı iddia edilen coşkuyu bulmak ve yaşayabilmekti…
Aradığımızı bulamadık, sohbete kaldığımız yerden devam ettik… Eskiden Milli Bayramlar ya da Dini bayramlarımız aynı coşku ile kutlanırdı…
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı…
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı…
30 Ağustos ve
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı…
* * * *
Dünyada bu bayramların eşi ve benzeri olmadığını biliyoruz, Millet olarak bu bayramların mana ve değerlerinin ne kadar büyük olduğunun farkındayız!
Milli bayramları konuşmaya başladığımızda ilk aklıma gelen “Fener Alayı” olur…
Askerlerin Kışla yolundan başlayan çıkışları Lise Caddesinden itibaren şehir merkezinde yüksek sesle söyledikleri marşları duymak için en ücra mahallelerde yaşayan vatandaşlar gece boyunca şehir merkezinden ayrılmazdı.
* * * *
Şehir Stadındaki etkinlikleri anlatmaya kelimelerin gücü zaten yetmez, bu etkinlikler gün boyu biri biter diğeri devam ederdi.
Fakat ne Milli Bayramlarımız ne de Dini Bayramlarımız olan Kurban ve Ramazan bayramını eskisi gibi neşe ve coşku ile kutladığımız söylenemez…
Sadece Milli Bayramlardan uzaklaşmadık, ne kadar farkındayız bilmiyorum ama Dini bayramlardan da oldukça uzaklaştığımızı burada ifade etmeliyim.
* * * *
Dini bayramları tatil yapmak için kutlayan bir Millet haline geldiğimiz için aile bağlarını kopardık, tek derdimiz tatillerin kaç gün olacağı ve nerede yapmak haline dönüştü.
Anne, babayı ziyaret etmek, büyüklerin gönlünü almak, yanlarında olmak gibi derdi tasası olan bir toplum olmaktan böylece uzaklaştık…
Şunu anlatmaya çalışıyorum bizim çocukken yaşadığımız bayramları bugün çocuklarımız yaşamıyor… Hangimizin evinde bayramlıklarını yastık altına koyup uyuyan çocuk var?
Bugün hangimizin evinde bayramlık, çörekler, börekler, yemekler yapılıyor? Bayramların manevi havası teneffüs ediliyor mu?