Lenf sisteminin vücutta lenf sıvısı ve lenf dokularından oluşan bir ağ olduğunu belirten Dr. Oruç, lenf sisteminin hem bağışıklık sistemi açısından kritik bir rol oynadığını hem de kalp damar sistemine destek sağladığını vurguladı.
Lenfoma, lenf sisteminin kanseri olarak tanımlanırken, iki ana alt grubu olduğu belirtildi: Hodgkin lenfoma ve Hodgkin dışı lenfoma. Dr. Oruç, lenfomanın erken dönemde fark edilmesinin zor olabileceğini, bu nedenle belirtiler ortaya çıktığında hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini ifade etti.
Lenfoma belirtileri arasında lenf nodlarında büyüme, şişkinlik, ateş, yorgunluk, gece terlemeleri, kemik ağrısı, kaşıntılı döküntüler, karın ağrısı, istemsiz kilo kaybı, nefes darlığı, dalakta şişme ve öksürük yer alıyor. Bu belirtiler, başka hastalıkların semptomlarıyla benzerlik gösterebileceği için dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Dr. Oruç, erken teşhisin tedavi sürecinde büyük önem taşıdığını belirtti.
Lenfoma tanısında fizik muayene, kan tahlilleri, lenf nodu biyopsisi ve çeşitli görüntüleme yöntemleri kullanılıyor. Tedavi sürecinde, hastanın lenfoma türüne göre farklı yöntemler uygulanabiliyor. Dr. Oruç, günümüzde tedavi yöntemlerinin geliştiğini ve erken başlanan tedavilerin başarı oranının yüksek olduğunu belirtti. Ayrıca, hedefe yönelik akıllı ilaç tedavisinin iyileşme şansını artırdığını vurguladı.
Dr. Oruç, lenfoma farkındalığının artırılmasının önemine dikkat çekerek, erken tanı ve tedavi ile hastaların daha iyi sonuçlar elde edebileceğini belirtti. 15 Eylül Dünya Lenfoma Farkındalık Günü’nde, bu tür bilgilerin paylaşılmasının toplum sağlığı açısından büyük önem taşıdığını ifade etti.
/Haber Merkezi