Türkiye’de yaşanan ve zaman zaman ortaya çıkan terör olayına karşın halk günlük yaşamına devam ederken, Fransa, Belçika ve Almanya gibi ülkelerde münferit şekilde çıkan bir kaç olaydan sonra günlük hayatın adeta felç olduğunu duyuyoruz.
Belçika Havalimanının bir bölümü aylarca kapalı tutulmak durumunda kalmış. Burada bir tespit yapacak olursak travma sonrası stres bozukluğuna karşı Avrupalılardan daha dayanıklı bir millet olduğumuz görülmektedir.
Geçenlerde Fransa’dan gelen bir dostum tıpkı Belçika’daki gibi her yerde askerlerin güvenlik önlemleri aldığını anlattı.
Fransa’da da, Belçika ve Brüksel’de büyük alışveriş merkezlerine girerken çantalar, poşetler halen kontrol ediliyor.
Terör örgütlerinin amacı toplumun moralini bozarak, toplumda korku, şiddet ve öfke duygularını uyandırmak olduğu bilinmektedir.
Mutsuz ve doyumsuz insanlar başkalarını da mutsuz etmekten zevk duyarlar.
Mutsuzluk da bulaşıcıdır, mutluluk da…
Pozitif enerjili, iyi niyetli insanlar genelde etraflarına pozitif enerji saçarak mutluluk verirler.

Yozgat’ta her ne kadar pozitif enerjili pek fazla insan olmasa da, iyi niyetli insanların olduğunu inkar edemeyiz.
Son yıllarda ülkemizin üzerinde dolaşan kara bulutları def etmenin en önemli yolu pozitif enerjili, güzel insanlarla birlikte güzel çalışmalar yaparak gençlerimizi bilinçlendirmekten geçiyor. Gençlerimizi sosyal medyanın (!) tuzaklarından kurtararak, okumaya teşvik etmek lazım.
Bilim için, ilim için,  ruh sağlığı yönünden sağlıklı bir toplum için insanların bilinçlendirilmesi olmazsa olmazlarımızdır.
Dünya siyasetini belirleyenlerin niyetleri pekiyi görünmese de, iyiliğin her zaman eninde sonunda kazanacağı düşüncesindeyim.
Niyetlerimiz güzel oldukça sonumuz da güzel olacaktır. Özellikle Yozgat’ta böylesine güzel duygulara şu günlerde daha çok ihtiyaç duyulmaktadır.
Dolayısıyla çok çalışıp, çok okuyup, bilgilenip, bilgilendirip, birlik olup bir şeyler yapmak gerekiyor.
15 Temmuz’da ülkemiz üzerinde oynanan oyunların bitmediği muhakkaktır. Halen bölücülere ve darbecilere karşı ciddi mücadele verilmeye devam etmektedir.

Devletin içine girip halkı istediği gibi kandıran grupların arkasındaki güçler yukarı da saydığım ülkelerde de belli ki boş durmuyor.
Birlik ve beraberlik duygusu yerine rekabet ve kin duygusuyla insanlarımızı birbirine düşürmenin gayretini güdenler boş durmamaktadır.

Uzmanlardan altın olarak birkaç tespit ile sözü noktalayalım istiyorum:

-Bizdeki en büyük sorun ise siyaset, sosyoloji, psikoloji gibi önemli sosyal bilimlerle onlar kadar ilgilenmememiz.
Psikolojik savaşlarla bizi bize düşürmelerine izin vermemiz.
Bir türlü bir araya gelmememiz.
İnsana insan olarak, canlıya canlı olarak bakmadıkça bu acılar biter mi?
Oysa siyasi, dini görüşü ne olursa olsun bize dürüst, adil ve çalışkan insanlar lazım.
Vicdan, merhamet, adalet gibi erdemlere sahip olan adam gibi adamlar lazım.
Narsist duygularını köreltmiş, egosunu yenmiş, hiçliğinin farkına varmış ama yürekleri dağlar kadar olan gönül insanları lazım…
Osmanlı’yı bitiren güçlerin koskoca bir imparatorluğu bitirirken nasıl taktikler uyguladıklarını iyi incelersek kazanmak için geç kalmış sayılmayız.

• Gerekli planlama ve organizasyonu daha önceden yapmadan geldiği Yozgat’ta toplantı yapamadan ayrılan Siyasetçi!
• Spor Vadisi tesisleri ile ilgili endişelerini açıklama yaparak kamuoyu ile paylaşım vatandaşı bilgilendiren Meclis Üyesi!
• Sarıkaya ilçesindeki Roma hamamı ile ilgili çalışmaları hızlandırmak amacıyla bizzat takip eden Bürokrat!