‘Yozgat’ı Nevşehir tanıtacak’ başlıklı haber ve habere konu faaliyet, bizim de uzun zamandır yapılması gerekliliğine dair önerdiğimiz bir çalışma. Bizim, Nevşehir’in hemen yanı başındaki Aksaray/Güzelyurt ilçesi Ihlara Vadisi, Selime Kasabası ve Narlıgöl bölgesinde tecrübe ettiğimiz, gerçekleştirdiğimiz ve sonuç aldığımız bir çalışmadır.
Yozgat’ın tarihi, kültürel, doğal ve turistik kaynaklarının değerlendirilmesi için yaptığımız önerilerin hemen hepsinin geri planında daha önce bu önerileri başkaca illerde uygulamış olmamızın başarı ve özgüveni bulunmakta, eleştirirken de bu bilgi ve deneyim ışığında fikir beyan edebilmekteyiz.
Bu konuya ileriki yazılarımızda tekrar değineceğiz. Orada “Ne, nasıl olmalı, sonuç nasıl alınır?”ı detaylıca izah edeceğiz. Yine de tek cümle ile değerlendirecek olursak; bir yerden başlanması her zaman olumludur, takdiri hak eder. Ancak bu faaliyette yöntem eksikliği ile beraber, bir iletişim problemi vardır, bu hali ile sonuç almak maalesef ki olası değildir.
—
Tarım, orman ve hayvancılık alanında potansiyelimiz güçlü demiştik. Oradan devam edelim.
Son iki yazımızda Sütaş’ın Bingöl yatırımını ve Yozgat’taki hayvancılık alanlarındaki gelişmelerin önümüzdeki 5-10 yıllık vadede Yozgat için Sütaş Bingöl etkisi yapacağını ifade etmiş ve Sorgun Hayvancılık İhtisas OSB’nin ivedilikle bitirilmesi yönünde çalışmalara hız verilmesini istemiştik.
Sütaş’ın 1 milyar 200 milyon TL’lik Bingöl yatırımı, yatırım nedir, fabrika nedir bilenler! İçin Yozgat adına iç çekilecek, “keşke bizde de olsa, bizim ilimize yapılsaydı bu yatırım” dedirecek büyüklükte il ekonomisinde istihdamdan, gelir artışına, üretim çeşitlendirmesinden mera ve arazi kullanım oranlarının artmasına kadar pek çok alanda sıçrama etkisi yapacak bir yatırımdır.
Yozgat, ilimizde bulunan iki devlet fabrikasından biri olan bira fabrikasının kapanması ile fabrika nediri unutalı çok oldu. Gerçek fabrikaların yerini bacasız fabrikalar aldı. Cuma günü sayayım dedim gördüm ki, sayısı 400’ü bulan bacasız fabrikalarla ilimizin her bir tarafını donatmışız, Öyle ki bu fabrikalar sayesinde Yozgat, işsizlik sorunu olmayan, nitelikli işsizliği kendisine çeken yani tersine göçün yaşandığı, her gelenin hemen iş bulabildiği, Yozgat’ta yaşayanın artık parasını harcamak için hafta sonlarında başka illere gitmediği bilakis her hafta sonu Çorum, Sivas, Kırşehir, Kayseri, Nevşehir, Amasya, Tokat, Kırıkkale başta olmak üzere akın akın ziyaretçi ağırlayan şehir olmuşuz. Üniversitemiz ilk 10 binlerde tercih edilenler arasına girmiş, sanayi üniversite iş birliği üst düzeye çıkmış, ortak Ar-Ge merkezleri kurulmuş, üniversitemizin on milyonlarca lira Ar-Ge geliri oluşmuş, kongrelere öncülük ederek hem ilin kaynaklarının değerlenmesine öncü olmuş hem de Yozgat’ı bir kongre merkezi yapmışlar ve nihayetinde Yozgat mutlu insanlar şehri olmuş da biz nankörlüğümüzden, art niyetli oluşumuzdan dolayı belki de biraz fantezi olsun diye, öyle ya işimiz var, paramız var, mutlu mesut yaşıyorken durduk yere ne diye işsizlik var diyeceğiz!, dilimize dolamışız. Ne diye ilin her manada kalkınmasına öncülük eden kuruluşları ha bire eleştireceğiz, onlara ekonomiden sosyal hayata, şehirleşmeden mimariye, sağlığa kadar pek çok alanda önerilerde bulunacağız. Üstelik de bedavaya. Bir derdimiz olmalı. Eee Yozgat bu kadar kalkınmışken, her tarafı fabrikalarla donatılmış ve cumhuriyet tarihinin en büyük sanayi hamlelerinden biri gerçekleşmişken, fıstığın yeşili olsa gerek bizim yaptığımız.
Söz uzadı asıl konuyu yazamadım ama iki cümle ile yazayım Yozgatlı ariftir, iki cümleden de anlar maksadımızı.
Sütaş yatırımı neden bu kadar ilgimizi çekti biliyor musunuz? Söyleyeyim: Sütaş önceki bürokratik dönemde yatırım yapmak üzere Yozgat’a geldi/davet edildi. Görüşmeler yapıldı. İlgili kurumlardan bilgiler alındı. Bürokrasimizin bugün, Sütaş konusundaki çekimserlikleri nedeniyle o yatırımı nasıl engellediklerine dair övünerek anlattığı bu olay, Sütaş Bingöl Yatırımı olarak gerçekleşti. Lütfen bir daha bakınız Bingöl yatırımının rakamlarına ve siz karar veriniz; bacasız fabrikalar yanında bir de Sütaş olsaydı fena mı olurdu? Göğsümüzü gere gere bir tarafta Sütaş ve türevleri diğer tarafta üniversite, cezaevi vb. olmak üzere fabrikalarla/yatırımlarla donattık bu şehri diyebilseydik!
Ve lütfen artık vazgeçelim bardağın dolu tarafını görmekten. Bardağın boş tarafını görmek, kurumlarımızı da ilimizi de daima ileriye taşıyacaktır. Daha güzele, daha nitelikliye, daha iyiye gidişin önünü açacaktır. Her olumsuz eleştiride bir Çapanoğlu aramak, Yozgat adına söylenen her sözü daha kaynağında boğmak, hiç birimize fayda getirmeyecektir.
Unutmayınız, her kurumun bir tanımı, nasıl olmaklığı, işlerliği vardır. Görevleri, sorumlulukları vardır. Eğer bir kurum olması gerektiği gibi olmuyorsa, eksikleri varsa; bunları gidermeye çalışmak yerine onlara korumacılık yapmak ve asli vazifelerinden bir kaçış alanı açmaktan vazgeçelim. Yoksa bu kaçış alanları bize daha çoook “Sütaş Yatırımı kaybettirir”.