Bu yazımımızın konusu olan, Âşık Veysel’in tabiriyle Sadık Yârimiz Kara Toprak, tarımı oluşturan unsurların başında gelir. Sadık Yârimizin Yozgat açısından durumuna bakarsak, 750.000 hektarlık tarım arazimiz vardır ama ne yazık ki ancak %2 si sulanır konumdadır.
Toprakla ilgili sorunlardan birincisi, parçalı arazilerdir.
İlimizde toprak dağılımı dengelidir. Yani fakirim diyenin 50-100 dk, zenginim diyenin ise 200-300 dk arasında tarım arazisi vardır. 1.000 dk veya üzeri toprak sahibi çok azdır. Toprak dağılımı dengelidir ama bu araziler çok parçalıdır. 100 dk.lık bir arazi bile en az 5-8 parçadır ve köyün dört tarafına dağılmış vaziyettedir. Dolayısıyla en önemli iş, bu parçalı arazilerin birleştirilmesidir. Çünkü topraklarımızın büyük ve tek parça halinde işlenmesi durumunda dekar başı girdi maliyetleri düşecektir. Sonuçta ürünün arz fiyatı da düşecek ve halkımız bol ve ucuz gıdaya kavuşacaktır.
Miras hukuku yönünden çok miraslı tarım arazilerinin birleştirilmesi için devlet desteği gereklidir. Devletimiz ev sahibi olmak isteyen yurttaşlarımıza nasıl ki 20 yıllık kredi veriyorsa, köyünde bu parçalı arazileri alıp birleştirmek isteyen çiftçilere de yardımcı olmalıdır. Bu parçalı arazilerin alımında Ziraat Bankası en az 15-20 yıl vadeli ve en az 2 yıl ödemesiz, düşük faizli kredi vererek öncülük etmelidir. Hele de bu faizlerin %50 sinin devlet tarafından ödenmesi halinde, tarım işletmelerinin toprak büyüklüğü 40-50 hektardan 500 dekara çıkacak ve tarımda Avrupa standartlarına ulaşmamız işten bile olmayacaktır.
Toprakla ilgili sorunlardan ikincisi, toprağımızın kimyasal özellikleridir.
Tarım Bakanlığının genel tarifi ile topraklarımızın “PH miktarı yüksek, kireç miktarı yüksek, organa mineral miktarı çok düşük” tür. Ayrıca tahıl ve mısır ekilen tarlalarda çinko, meyve bahçelerinde ise demir eksikliği mevcuttur. Buna bağlı olarak ilimiz topraklarında da PH yüksek, kireç yüksek, organik madde ve çinko eksiktir. Özellikle Yenifakılı ilçemiz ve sınırdaşı Boğazlıyan köylerinin toprakları çok kireçlidir. Bunda topraklarımızın genel yapısı kadar son 40 yıldır kullanılan %26 CAN gübresinin de büyük ölçüde olumsuz etkisi vardır. Çiftçilerimize 26 CAN gübresi yerine granül %21 ASG amonyum sülfat kullanmalarını öneririm.
Yıllarca süren bilinçsiz gübreleme nelere yol açmıştır? Topraklarımızda kireç fazlalığına, organik madde eksikliğine, ürün azlığına ve %90’ı maalesef yemlik konumunda yani ekmek olamayan bir buğday üretimine sonuçta da 40 adet un fabrikamızın kapanmasına…
Çözüm olarak çiftçimize kükürt katkılı organa mineral gübre kullanmayı öneririm. Taban gübresinde potasyum da olmalıdır, çinko katkılı olmalıdır. Kükürt organik madde katkılı 3*15*ZN katkılı gübre kullanılmalıdır. Üst gübrede ise: 1. Üst gübrede %46 üre, 2. üst gübrede ise granül %21 ASG amonyum sülfat kullanımını tavsiye ederim. Bu gübreler piyasada mevcuttur.
Doğru gübreyi kullanabilmek için toprağımızın yapısını bilmek durumundayız. Yozgatlı çiftçilerimize tavsiyem, muhakkak toprak tahlili yaptırsınlar. Topraklarında ne eksik, ne fazladır öğrendikten sonra uygun olan gübreyi kullanırlarsa üretimleri artacaktır. Lütfen bu uyarımı dikkate alıp toprak tahlilini yaptırsınlar.
Tarımın en önemli unsurlarından birisi de sudur. Kuru tarım “Allah ne verirse” dir. Sulu tarım ise kuru tarımın en az 4 katı ürün almak demektir. Bundan sonraki yazımda ilimizde tarımın su ile ilgili sorunlarını ve çözümlerini ele alacağım.
Daha bilinçli üretim ve bol ürünler dileğiyle…