Rahmetli Muammer Karadeli ile canımız sıkıldığında zamanı tamamlamak için üşenmeden gazete arşivlerini karıştırırdık.
Aklıma düştü, hafta sonu biraz gezindim durdum.
İşte arşivden birkaç not;
Tarih 9 Şubat 2007 Cuma.
Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç Yozgat’a gelmişti.
Güne kahvaltıyla başladı.
“Yarım kalan tesisleri yapacağız” dedi.
Yerköy Kültür Merkezi’ne işaret etti.
(Şuan yapıldı mı? Bilemiyorum)
Sıra Yozgat’la ilgili müjdelere geldi.
Yozgat Kültür Merkezi dendi.
Bakan duraksadı, düşündü.
Sonra şöyle dedi:
“Her şey sırası ile. Çekemeyeceğin yükü omzuna alırsan palavracı olursun. O yüzden ne siz bizden isteyin nede biz sizlere verelim. Bana kalırsa Yozgat’ın içerisine yeni bir Kültür Merkezine ihtiyaç var mı? Onu planlayalım.”
Bakana sonunda sorduk:
“Yozgat’a ne yapabilirisiniz?”
Bakan açıkladı:
“Hayri İnal Konağı’nın ve Meydan yeri Osmanlı tarzı restorasyonu ile Büyük cami civarı çevre düzenlemesi.”
Aklımızda Kültür Merkezi var ya, yeniledik aynı soruyu.
Bakan kırmadı, şöyle dedi:
“Öyle ise, Askeriye ’ye ait eski cephanelik yerini Kültür Merkezi yapalım…”
Yıl 2017.
Sayın Bakan’ın açıklamalarının üzerinden tam 10 yıl geçti.
Peki, bu 10 yılda gerçekleşen ne var?
Hayri İnal Konağı ve Büyük cami civarı düzenlemesi.
Biri 2 yıl, diğeri 4.5 yıl sonra.
Kültür Merkezi unutuldu, yerine Askerlik Şubesi binası yapıldı.
Mevcut Kültür Merkezi binası ise şimdi büyük onarımdan geçti, eskisinden biraz hallice bir zaman daha Yozgat’ın ihtiyacına cevap verecek bir noktaya getirildi.
Aradan geçen yıllara karşın Meydan yeri Osmanlı tarzı restorasyonu bir türlü hatırlanmadı…
Ancak bu konuda belediyenin bir çalışması oldu. Belediye Başkanı Kazım Arslan, “beyaz meydan” adı altında meydan etrafındaki binaların dış cephelerini mantolama sistemiyle farklı bir görünüme kavuşmasını sağladı. Buda eskisinden iyi oldu.
DOLAŞTIM YOZGAT’I VİRANELER GÖRDÜM
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Yozgat ziyaretinde şöyle demişti; Türkiye’nin altyapı hizmetlerinin istenilen düzeyde olmadığını, “Şair diyor ya ‘Dolaştım İslam’ı viraneler gördüm’ diyor. Bizim ülke hep virane şekilde kalmış. Cumhuriyet sonrasında çabalar olmasına rağmen yeterli olamamış.” şiiriyle anlattı.
Sayın Güllüce, Türkiye’nin açığını kapatmak için iki kat fazla çalışmak gerektiğine işaret ederek şu hadiseyi anlattı: “Yozgat’ta konuşma yapıyordum. Çok yaşlı bir hacı ağabey ayağa kalktı, konuşmaya başladı. ‘Çok çalışmamız lazım gardaş çok çalışmamız lazım’ dedi ve oturdu. Bunu bize mi söylüyorsun dede dediğimizde tabi size söylüyorum. Türkiye’ye söylüyorum dedi. Ben de o sözün arkasındayım. Çok çalışmamız lazım ve koşarak çalışmamız lazım.”
Yol, Su, Alt yapı, Üst yapı, cadde, sokak, kaldırım. Bu cümleden hareket ile olaya bakıldığında her bir şeyin sadece Yozgat’ta problem olmadığı gerçeği karşımıza çıkıyor.
Ancak Yozgat olarak daha çok çalışmak ve gayret etmek durumunda olduğumuzu görmemiz gerekiyor.