TÜİK’in her yıl Kasım ayının başında Ekim ayına ilişkin enflasyon oranlarını açıklaması ile birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca bir sonraki yıl için uygulanacak Yeniden Değerleme Oranı açıklandı. % 36,2.
Buna göre devletin; vergi, harç, değerli kağıt bedeli, trafik para cezası, indirim ve istisna tutarları gibi pek çok unsura 2022 yılında % 36,2 zam yapılacaktır.
Kamu ve özel sektördeki bazı kira artışları, eğitim ücretleri, çeşitli sözleşmelerdeki zamlar ve benzerine de bu oran uygulanacaktır.
Ekim ayında üretici fiyatlarındaki sert artışlar üretici fiyat endeksini % 5,24 yukarı çekerken, yine yılık bazda bu endeks % 46,31 olmuştur.
Bu rakamın bizi ilgilendiren tarafı şudur; 2022 yılında her türlü devlet alacağına % 36,2 zam yaparken, kamuoyuna açıklamış oldukları enflasyon oranının % 19,89 olmasıdır.
Aradaki fark nereden kaynaklanmaktadır… Halkın enflasyonu % 19,89 iken devletin enflasyonu nasıl olmuştur da % 36,2’ye tekabül etmiştir…
Eğer devlet alacaklarına % 36,2 oranında zam yapacaksa neden vatandaşını % 19,89 ile sınırlamıştır.
Uygulanacak bu rakamın 2022 enflasyonunu da yukarı çekmesi beklenirken, kamu yeniden vatandaş eliyle giderlerinin finansmanı yolunu mu seçmiştir?
Yozgat deyimiyle “alacağına şahan vereceğine karga” olmanın geri planındaki veriler nedir, bu rakamı hangi kurum belirlemiştir?
Yoksa TÜİK’çe açıklanan % 19,89 enflasyon rakamı gerçeği yansıtmamakta mıdır? İki kurum arasındaki bu enflasyon rakamı tutarsızlığının ki arada % 16,31 gibi asla göz ardı edilemeyecek çok yüksek bir oran vardır, izahı nedir?
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bu konuda yeni bir açıklama yaparak kamuoyunu aydınlatmasını bekliyoruz.
Tek bulabildiğim izahat ise şudur; TÜİK rakamlarının sokağın, çarşının, mutfağın rakamları ile uyuşmadığını ve vatandaşın ekonomisinde hissedilen gerçek enflasyonun % 36,2 olarak devlet ve hükümetçe kabul ve tescil edildiğidir.
Yani, TÜİK’e rağmen Hazine ve Maliye Bakanlığı 2021 yılının gerçek enflasyon rakamını açıklamıştır.
% 36,2…