Bir şeyler ters gittiğinde ne yapıyorsunuz?
Bunun için iki alternatifiniz var.
- 1- Sorunu aşmak için çalışmak.
- 2- Şikayet edip, sızlanmak.
Genellikle ikinci alternatif geçerlidir.
Neden olmuyor biliyor musunuz?
Çünkü ya şikayet ediyoruz ya da eleştiriyoruz.
Oysaki olması gereken bu değil.
Aslında haksız olduğumuzun sonuna kadar farkındayız.
Ama bazen farkında olmak yetmiyor.
Harekete geçmek gerekiyor.
Sorunlara ve olumsuzluklara karşı silah mı olmak istersiniz?
Siper mi?
Yoksa hedef mi?
Cevap basit!
Mücadele etmeyi seçerseniz silah olursunuz.
Baş etmeyi öğrenirseniz siper olursunuz.
Şikayet ederseniz hedef olursunuz.
Açıkçası her şey sizin kararınızla alakalıdır.
Teslim olmadan önce savaşmayı, yenilgiyi kabullenmeden önce sonuna kadar direnmeyi tercih edin.
Kimileri için boş vermek, umursamamak kolaydır.
Lakin kolay olanı seçerek kaybetmek onursuzluktur.
O yüzden öncelikle sizi rahatsız ya da huzursuz eden şeylerin kaynağına inin.
Sorunun başlama noktasının çözüm anahtarınız olduğunu unutmayın.
Şikayet ettiğiniz şey her ne ise kızmadan, kırılmadan, suçlayıp yargılamadan öylece durun ve düşünün.
Siz bu şikayetin neresindesiniz?
Çünkü hiç bir sorun varlığını tek başına sürdürecek kadar güçlü değildir.
Sizden ya da toplum olarak bizden kaynaklanan bir durum illaki vardır.
İnsan daima masum olduğunu sanır ama çoğunlukla masum olmayı seçmez.
Başkalarını suçlamak ve eleştirmek daha kolaydır çünkü.
Bu nedenle kendimizdeki eksikliği başkalarında arar, onlarda bulur daha sonrada içimizi rahatlamak için birilerinden veya bir şeylerden sürekli şikayet eder dururuz.
Konunun ne olduğu ise çokta önemli değildir.
Önemli olan tek şey kendimizi aklama çabamızdır.
Sorun ekonomide olabilir, siyesette.
Sağlık sektörüde olabilir, eğitimde.
İşimizde olabilir, patronumuzda.
Ailemizde olabilir, toplumda.
Sorun her ne olursa olsun bu sorunun kaynağında her bireyin küçük ya da büyük bir payı muhakkak vardır.
Kim kendini haklı göstermeye çalışıyorsa çözüm noktasında en çok sorumlulukta ona aittir.
Çünkü hata yapmak kolay telafi etmekse zordur.
Telafi; Zaman ister, emek ister, sabır ister.
Sizde karşınıza bir sorun çıktığında “ben ne yapabilirim” demeyin.
Belkide çözüm sizdedir.
Şikayet etmek yerine nasıl iyileştireceğinizi düşünün.
Olumsuz eleştirmek yerine istişarede bulunun.
Ters giden birşeyler olduğunda seyirci kalmak yerine müdahale edin.
Haksızlığa uğradığınızı söylemeden önce haklarınızı öğrenin.
Sorunun içeriğine baktığımızda, bilmeden yapılan her şey özür, bilerek yapılan her şey hatadır.
Bazen sorunların kontrolü bizde olmayabilir ama çözümlerin kontrolü daima bizdedir.
Unutmayın!
Dünya’ya yön verende dünya’nın yönünü değiştirende bizleriz.
Saygıyla kalın.