Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Er: Yetkili ebeveyn olmak geçmiş yıllara göre daha zor

Yozgat Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Sosyal Hizmet Merkezi meslek elemanı Sosyolog Merve Er, günümüzün hareketli, hızla değişen ve yoğun hayat temposunda ebeveyn olmanın geçmiş yıllara göre daha zor olduğunu söyledi.

Yozgat Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Sosyal Hizmet Merkezi

Yozgat Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Sosyal Hizmet Merkezi meslek elemanı Sosyolog Merve Er, günümüzün hareketli, hızla değişen ve yoğun hayat temposunda ebeveyn olmanın geçmiş yıllara göre daha zor olduğunu söyledi.
Yozgat Belediyesi tarafından her Çarşamba günleri Eski Askerlik şubesinde hanımlara yönelik düzenlenen söyleşide Sosyolog Merve Er tarafından Etkili ve Yetkin ebeveynlik konulu program düzenlendi.

Merve Er, “Günümüzün hareketli, hızla değişen ve yoğun hayat temposunda ebeveyn olmak eskisinden daha zor. Ortaya çıkan ve çocuklarımızı tehdit eden pek çok sorunla başa çıkmanın en etkili yolu, onları doğru ve etkili yaklaşımlarla kendi ayakları üzerinde durabilecek şekilde büyütebilmektir. yaygın ebeveyn tutumları, etkili ebeveynliğin temel unsurları, kardeş kıskançlığı ve ailenin rolü, kardeş çatışması durumunda ebeveynin arabuluculuğu, akrabaların çocuk yetiştirmeye etkileri konuları ele alınmaktadır.”dedi.
Her anne ve baba en azından 18 yaşına gelene kadar çocuğuyla ilgili bazı sorumluluklara sahip olduğunu kaydeden Er, ebeveynin sorumluluklarını şöyle sıraladı:
“Çocuğun bakımı, Çocuğun korunması, Çocuğun eğitimi, Çocuğun ruh sağlığının zedelenmemesi, Çocukla kaliteli zaman geçirme, Çocuğun hayatı ve geleceği hakkında doğru kararlar alma, Çocukla sağlıklı bir iletişim kurabilme, Çocuğa duygusal anlamda destek verebilme, Çocuğun masraflarını karşılayabilme.”
Etkili ebeveynlik konusuna da değinen Er, “Kişinin çocuğu hakkında bilmesi gereken şeyleri bilmesidir. Karı koca iş birliği içerisinde hareket ederler, çocuklarının bakımı ve yetiştirilmesinde eşit sorumluluk alırlar. Çocuklarının bakımı konusundaki iş bölümünü, günlük çalışma tempolarını ve sorumluluklarını göz önüne alarak beraberce kararlaştırırlar, tek bir ebeveynin üzerine yüklenmekten özenle kaçınırlar. Çocuklarının bakımı, eğitimi, gelişimi gibi konularda bilgilerini arttırmaya çalışırlar. Çocuklarını can kulağı ile etkili bir şekilde dinler ve sadece söylediklerini değil söylemediklerini de duyabilmeye, hissettiklerini anlamaya çalışırlar. Çocuklarını oldukları gibi kabul ederler. Yeteneklerinin ve gelişimlerinin üstünde beklentiler içine girerek çocuklarının öz güvenlerini zedelemezler. Çocuklarının hatalarını anlayışla kabul eder, hataları bir öğrenme fırsatı olarak görürler. Her koşulda sevgi, saygı, anlayış, hoşgörü ve şefkat dolu yaklaşımlarını kaybetmemeye gayret ederler.”diye konuştu.
Ebeveynliğin, çiftler boşanmış bile olsa, anne ve baba arasında işbirliğini gerekli kılan bir sorumluluk olduğunu vurgulayan Er, “Anne babanın zaman zaman çocuklarının bakımı, eğitimi, disiplini, onlar hakkında verecekleri kararlar konusunda aralarında tartışmaları, yol ve yöntemleri belirlemeleri gerekir. Çocuklarıyla ilgili neyin iyi olduğuna beraberce karar verirler. Birbirlerinin annelik ve babalık haklarına saygı duyarlar. Çocuklarına sergileyecekleri ebeveynlik yaklaşımı konusunda hemfikirdirler. Birbirlerine karşı öfke ve gücenmişlik duygularını, Çocuklarının bakımıyla ilgili görev ve sorumluluklarına yansıtmazlar.”şeklinde konuştu.
Çocukların genelde büyük anne ve büyükbabalarına düşkün ve çok sevdiklerini söyleyen Er sebebini ise şöyle anlattı: “Çünkü onlar için torunları dünyanın en temiz, en tatlı, en güzel, en mucizevi varlıklarıdır. Bu duygular içerisindeki büyük ebeveynler, torunları ne hata yaparsa yapsın, yaşlarının da verdiği olgunlukla, anlayış ve hoşgörüyle karşılarlar. İşte büyüme çağındaki bir çocuğun tam da ihtiyacı olan şey! Gün içerisinde uzun süreyi okulda geçiren çocuğunuzun evde kaldığı kısıtlı sürede, huzurlu ve mutlu olmasına gayret edin. Özellikle sabah evden çıkmadan önce huzursuzluk yaratmamaya, kalbini kırmamaya özen gösterin.
Gün içerisinde çocuğunuza kurduğunuz cümleleri gözden geçirin. Bu cümlelerin ne kadarı eleştiri, yargılama, şikayet ve beğenmemezlik içeriyor?
Çocuklarınızın size karşı duygularını rahatça boşaltmasına izin verin. İyi anne baba olmak, çocuğun her istediğini yerine getirmek, onu oyuncaklara boğmak, tıka basa doyurmak, elinde tabakla peşinde koşmak, büyüdüğü halde kıyafetlerini giydirmek vb. değildir. Çocuğunuza sevginizi ve şefkatinizi hissettirmeye çalışın.”
Anne ve babaların çocuklarına karşı tavırlarında tutarsızlık sergilemelerinin çocukların gelişimlerini olumsuz yönde etkilediğini vurgulayan Er, tutarsızlığın iki türlü görülebildiğine dikkat çekti.
Er, “1-Anne baba bir gün “tamam” dedikleri bir şeye başka bir gün “hayır” diyebilir, kimi zaman normal karşıladıkları bir davranışa başka zaman cezayla karşılık verebilirler.
2-Annenin tepkileri ile babanınkiler arasında tutarsızlık olabilir. Yani annenin “ak” dediğine baba “kara” diyebilir, birinin izin verdiğine öbürü yasak koyabilir.
Anne babanın birbirlerini çocuğun önünde eleştirmeleri, küçük düşürmeleri, biri çocuğu azarlarken diğerinin hemen müdahale ederek çocuğu korumaya çalışması, çocuğa zarar verici davranışlar arasındadır. Böyle bir durum çocuğun neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edememesine yol açar; şımarıklık, kural tanımazlık, söz dinlememe, anne babaya saygı duymama gibi sorunların oluşmasına yol açar. Ayrıca anne babanın kız ve erkek çocuklarına sevgi ve anlayış gösterirken farklı davranmaları da çocukları tarafından tutarsızlık olarak algılanır. Diyelim ki anne çocuğa karşı sesini yükseltti. Babası ise bunun haksızlık olduğunu ve çocuğun bir suçu olmadığını düşünüyor. Eşinin yaptığı haksızlıktan dolayı çocuğun zarar göreceğinden endişe ediyor. Böyle bir durumda önünde iki seçenek vardır:Ya hemen müdahale edip çocuğun gözü önünde eşini haksız duruma düşürür ya da sesini çıkarmadan veya eşini sakinleştirici müdahalelerle yetinip yaptığı haksızlığı eşiyle çocuğun olmadığı bir ortamda konuşur. İlk seçenek çocuğa daha fazla zarar veren, anne babanın arasındaki tutarsızlığı yansıtan bir durumdur. En doğrusu eşinin öfkesini dindirmeye yönelik müdahalelerde bulunup daha sakin bir anda ve çocuğun yanında değilken yaptığı haksızlığı göstermesi ve bu durumu çocuğuyla arasında konuşarak çözmesi, gerekirse özür dilemesi yönünde onu teşvik etmesidir.”ifadelerini kullandı. Haber Merkezi

Reklamı Geç