Sayın Cumhurbaşkanımızın Covid 19’a yakalanmasının sebeplerinden biri olduğumu düşünüyorum ve bu konuda pişmanlığımı izhar ediyorum. Kendilerinden ve vatandaşlarımızdan yaşanan bu olay için özür diliyorum.

Nasıl bulaştırdım?

Kendisiyle görüşmeden, aynı alanda bulunmadan virüs bulaştırmak mümkün mü?

Üstelik kendim Covid olmadan virüsün taşıyıcılığını nasıl yaptım?

Şöyle ki; “Nazar, deveyi kazana sokar”, “Az kalsın nazar kaderi geçecek sandım” hadisleri vardır.

Nazarın etkisinin ne kadar güçlü olduğu, iyi ve kötüye kullanıldığında insanların ve toplumların kaderinin değişmesinde nasıl bir rol oynayacağını işaret eden hadislerdir.

Nazar, toplumumuzda bilinen haliyle sadece olumsuz anlamı içermemektedir.

Nazar, yani, bakış açısı devamında bir eylem gerektirmektedir. Bu eylemi olumlu yönde gerçekleştirenler hem kendilerinin hem de başkalarının hayatlarına artı değer üretecek katkıları yapabilmektedirler.

Lakin bizde yani bizim toplumumuzda nazar, genellikle eğitimsizlik, zihnen ve ruhen geri kalmışlık, yoksunlukla beraber olumsuz yanıyla, gıybet, kıskançlık, çekememezlikle birleştirilerek kullanılır.

Nazarın bu şekliyle kullanımıyla beraber, bireysel hayatlar aksar, toplumun düzeni bozulur, geri kalmışlık o toplumun tüm katmanlarını esir alır.

Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanımızın Ukrayna ziyareti esnasında bir anlık gaflete düştüm. Son dönemde yukarıda bahsettiğim toplumla fazla teşviki mesai yapmış olmanın etkisiyle onlara benzedim. Onlardan bulaşan bu bedevilik virüsünün etkisiyle ekranlardaydı gözüm.

Ekranda gördüğüm kareye bakarken; “Herkes maskeli, Emine Hanım dahi maske takarken Tayyip Bey neden maskesiz, Allah korusun denetlenemeyen alanda bir virüslü var ise nolur.” diye bir cümle sarf ettim.

Ukrayna dönüşü testlerinin pozitif çıktığı ve Omicron varyantına yakalandığı haberlerini görünce nazara bir kez daha iman ettim.

Covid değildim ve virüsünü taşımıyordum. Tayyip Beyle görüşmemiştim ama toplumdan kaptığım bedevilik virüsü ile kaygılara teslim olmuş, bu kaygılarımın nazarımı kontrol altına almasına engel olamamış ve oturduğum yerden “bedevilik virüsünü”, Covid virüsü olarak Cumhurbaşkanına bulaştırmıştım.

Sonuç olarak nazar vardır ve haktır. İlerlemiş toplumların tamamı nazarını olumlu yönde kullanıp toplumlarını geliştirip bir medenilik seviyesine ulaşırken, geri kalmış şehirlerin ortak özelliği ise nazarı,  gıybet, kıskançlık, çekememezlikle birleştirerek kullanıp “bedeviliğe” teslim olmalarıdır.