""

28 Şubat’ın Kahramanları « Yeniufuk Gazetesi

25 Kasım 2024 - 10:58

28 Şubat’ın Kahramanları

28 Şubat’ın Kahramanları
Son Güncelleme :

02 Mart 2022 - 18:25

Milli Güvenlik Konseyi’nin 28 Şubat 1997’deki kararları ile başlayıp Erbakan hükümetinin 30 Haziran 2017’de istifa etmesi neticesinde yerine gelen Mesut Yılmaz hükümetince devam ettirilen ve bugün adına Post Modern Darbe dediğimiz, 28 Şubat’tan bahsedip, bu darbe girişiminde adı bayraklaşması gereken birkaç güzide ismi anmadan geçmek olamazdı.

Milletin iradesini teslim ettiği iktidarın, iradeyi korumak yerine propagandayı seçmesi sonrası kurulan yeni hükümetle devam ettirilen yasaklar Yozgat’ta da yoğun şekilde uygulanmaya başlamıştı.

Yasaklara boyun eğmeyen ve sindirilmeye razı olmayan kişilerin arkasında bazen resmi kıyafetli görevliler bazen de sivil memurlar takiplerini sürdürmekteydi. Allah biliyor ya peşimizdekilerden dolayı evimden çıkarken “helalleşip” çıktığım bir dönemi yaşamaktaydık.

Kendisine karşı yasaklar konan hemen her kesim sinmiş, “aman başımıza iş gelmesin” düşüncesiyle hareket ederken, göstermelik birkaç açıklama ile yetinip, yasaklara muhatap olanlardan uzağa kaçarken iki isim öne çıkıyor ve zulme karşı delikanlıca haykırıyordu.

Bunlardan birini dünkü yazımda zikrettim, rahmetli Salih Köse.

Zulme karşı sesini yükselttiği için havaya kalkan asker dipçiğine rağmen zerrece tereddüt göstermemiş, geri çekilmemiş, hatta ileriye doğru adım atmaya devam etmiştir. Kendisi ile birlikte o gün orada olan yaklaşık 10 kişilik grubun cesaret aldığı, ona uyarak askerin ve asker buyruğuna boyun eğen üniversite yönetiminin zalimane tutumuna karşı milletin sesi olunduğu andı.

İşte bu kararlılığın, adanmışlığın, inancın ve inancın göstergesi eylemin sahibi Salih Amca ve bir avuç inanmış insanın kol kola kardeşçe duruşuyla millete dipçik kaldıran asker bir an dahi kımıldayamadın yerinde kalıyordu. 

Bu adanmışlığın ve kardeşliğin Yozgat’ta yansıması maalesef olmuyordu. Bütün şehir sessizliğe bürünmüş, nice “erkekler” sinmiş, kelli felli “dava adamları” zoru görünce, bedel ödeme korkusu ve “sahip olduklarını yitirme endişesiyle” tenhalara çekilmişti. İyi günlerin dava adamı “Erkekler”in gündüzün aydınlığında fenerle dahi aramayla bulunamadıkları o zor zamanlarda, bir kadın çıkıyordu meydana. Zalime karşı mazlumun yanında “Erkekçe, Adamca” duruyor, adeta bütün bir Yozgat’a ders veriyordu. Kendisine de kamu kurumunda yasaklar uygulanması ve işlerinin zorlaştırılmasına aldırmadan, zulme uğrayanlara kol kanat geriyor, onların ablaları, sığınacak omuzları, yürüdükleri yolda yoldaşları oluyordu.

Akgül Nemli Aksan (avukat). Rahmet olsun ona.

25 yıldır, 28 Şubat denince aklıma gelen bu iki ismi anmadan geçmenin her ikisinin de şahsı manevisine karşı saygısızlık olacağı inancıyla hep rahmetler gönderdim.

Bu satırları okuyan herkesten de rica ediyorum; bu güzel insanlar için, herkesin köşe bucak kaçtığı zor zamanların adamı bu inanç ve dava erlerinin ruhlarına Fatihalar gönderiniz.

Zira dillerin lal olduğu dönemde herkesin inandığı gibi yaşaması, fikrini özgürce ifade edebilmesi ve toplum içerisinde kendi kimliği ile var olması adına verilmiş bu mücadelenin kıymetini tarife kelimeler yetmez.

Ve eğer varsa millet iradesi kaygınız, düşünce, fikir ve inanç hürriyetinden yanaysanız, zor zamanlarda milletin sinesinden yeni Salihler, Akgüller çıkmasını istiyorsanız, bu iki güzide insanı hiç unutmayınız. Onlara vefasızlık etmeyiniz.

Vefa gösterin ki, bu aziz millet yeniden zor zamanlarda bayraklaşacak isimler çıkarmaya devam etsin.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.