1-Nureddin Abi “Operasyon Çekecek” Aman Dikkat!
Ham yağ ve unluk, makarnalık buğday temini konusunda ufukta sıkıntı var gibi duruyor.
Dolar 14 TL’nin üzerine çıktı. Ham yağ fiyatları 1.400 dolardan 2.000 dolara yükseldi. Makarnalık ve unluk buğdayın uluslararası piyasada fiyatı artmaya devam ediyor. Ham petrolün varili 130 doları geçti.
Enflasyon TÜFE’de yüzde 55, ÜFE’de yüzde 105 oldu.
Bir taraftan enflasyon diğer taraftan kur etkisi ile TL değer kaybetmeye devam ediyor.
5 ay önce 5 litre alabildiğiniz fiyata bugün 1 litre ancak düşük kalite ay çiçek yağı alınabiliyor.
Türkiye’nin ayçiçeği üretim merkezi Trakya aspire emanet edilmiş. Anadolu’nun hububat yetiştirilen ve kendi kendine yeten ülke imajını kuvvetlendiren ovalarında artık ülkeyi besleyecek hububat yetişmiyor. İthal buğday katmadan ekmek ve makarna yapamıyorsunuz, üretilen buğdayın kalitesi o derece düşmüş.
Pirinç, kırmızı ve yeşil mercimek, kuru fasulye, barbunya ithal edilmezse market rafları boş kalacak düzeye gelinmiş.
…
Ama bu konuları yazmayacağım.
Yazmak, tehlikeli iş artık. Nureddin Abi, abi diyorum yanlış anlaşılmasın “abici” ekolden gelen biri değilim tamamen samimiyetimden, bakanımı kendime yakın gördüğümden dolayıdır, “operasyon çekeriz” dedi. Gerçi ben bu jargonu bir yerden hatırlıyorum, ama neyse konumuz o değil… Eminim siz de anımsadınız, bu ülkede kimlerin kimlere operasyon çektiğini ve kendilerinden olmayana karşı hayatı dar edecek uygulamaları hangi yapıların gerçekleştirdiğini…
“Operasyona” maruz kalmamak ve maliyecileri gazetede görmek istemediğimiz için yazmıyorum.
…..
2-Susuz Hamam, Aynı Tas Aynı Hamam
Türk sinemasının başyapıtlarından 1963 yapımı Susuz Yaz filmini yaşı kırkların üzerinde olanlar bilirler. Kendi arazisinden çıkan suyu paylaşmak istemeyen Osman’ın, köylülerle mücadelesini anlatır.
Osman hem suya hem de su kavgası yüzünden hapse düşmüş olan kardeşinin karısına sahip olmak istemektedir.
Aradan nerdeyse 60 yıl geçmiş, filmin konusu olmasa da ismi Yozgat’ta gündem olacak gibi.
Bilindiği üzere Sarıkaya ilçemizde Roma döneminden kalma 2 bin yıllık Kral Kızı adıyla anılan Basilica Therma Roma Hamamı mevcuttur. Bilim çevrelerince dünyanın en eski termal tedavi merkezi olarak kabul edilmektedir.
Yıllardır Yozgat’ın tanıtımını yapmak, turist çekmek maksatlı olarak ön plana çıkardığımız, bir dönem ondan başka tarihi değerimiz yok sanacak kadar tanıtımına ağırlık verdiğimiz, yetinmeyip bürokrasimizin havuzuna girip yüzdüğü Roma Hamamı, bugünlerde susuz kalmış.
Suyu çekilip havuzları boş kalan Roma Hamamı’nın suyunun nereye kaybolduğu merak konusu olmuş.
Giderilir mi merak bilmem ama filmdeki Osman benzerlerinin suya sahip olması için ilçedeki termal kaynakların iyi yönetilememesi, Sarıkaya’nın alt ve üst yapıları ile imarının Roma Hamamı’nın varlığını devam ettirmesini sağlayacak bir planlamadan uzak oluşu, Yozgat’ın tarihi, turistik ve doğal değer ifade eden kaynaklarının korunmasına dair yönetici erkteki yetersizlik ve samimiyetsizlik, işi bu noktaya getirdi.
Neye üzülüyorum biliyor musunuz? Artık Roma Hamamı’nda bürokrasimiz çimemeyecek ya, bu beni kahrediyor. Uykularımı kaçırıyor.
Taşıma da olsa tez elden borularla bir yerlerden termal su bulunup olmadı en yakın binanın altına kazanlar kurulup ısıtılmalı sular ve akmalı havuzlara. Onu da mı biz söyleyelim. Çekmeyin bu kadar dert. Üzmeyin kendinizi, biz onu da yeriz…
…..
Bunu da yazmıyorum. “Bana ne” demeyi seçiyorum. İlçenin kaymakamı, belediye başkanı var. İlin kültür turizm müdürü var, il özel idarenin genel sekreteri, ilin valisi var. Hatta ilçenin Ak Parti Başkanı var. Dert almaya gerek yok başa. Bir tarafı bürokrasi diğer tarafı yerel yönetim üstüne bir de iktidar gücüne sahip siyaseti karşımıza almayalım. Söz konusu Yozgat olunca yanımızda göremiyoruz bari karşımızda da olmasınlar, ne geraaa var…