İktidarların temel vazifesi, ülkede huzur ve refahı sağlamak, fikir, inanç ve ifade hürriyetini garanti altına almak, adaleti azami düzeyde tesis etmektir.

Bunları gerçekleştirirken de, üretime, sanayiye, tarım ve hayvancılığa, adalet ve sosyal güvenliğe, aileye, eğitime, iç ve dış politikaya dair bazı yol ve yöntemleri kullanırlar. Bu alanlarda uygulamalar yapmak için de devletin var olan kurumlarını, kadrolarını, birikmiş devlet hafızası, bilgisi ve niteliğini kullanırlar.

Geriye kalan; iktidar gücünün önceki iktidarlar döneminde aksadığını, yetersiz ya da yanlış olduğunu düşündüğü ve geleceğe ülkeyi hazırlayacak alanlarda yeni uygulamaların geliştirmesi, yürürlüğe koymasıdır.

İlk paragrafta zikrettiğimiz devlet yönetimine ulaşma gayreti içerisinde olan bir yönetim anlayışının toplumda iktidar eden güçten memnuniyet olarak yansıması devam paragraftaki uygulamalarla artarak devam edecektir.

Yani cümlenin özü şudur; milletin karşısına oy almak için çıktığınızda kabul görmek ve yeniden iktidar olmak istiyorsanız; devleti asıl olması noktaya çekmek ve devletin dolayısıyla iktidarların uygulamalarından halkın memnun olmasını sağlamak gereklidir.

Mesela;

Enflasyonu düşürebilirsiniz,

Asgari ücreti ortalama maaş olmaktan çıkarıp, TÜİK’çe açıklanan fakirlik ve açlık sınırları üzerinde bir ortalama maaşın uygulandığı, gelir seviyesinin arttığı, yaşam standartlarının insan onurunu koruyacak düzeye çıktığı bir ekonomik model uygulayabilirsiniz.

Ülkede yok olmuş adalete güveni, adalet mekanizması içerisindeki tüm kurum ve kişilerin azami adalet tesisi için çaba sarf edeceği sistemi kurarak yeniden inşa edebilirsiniz.

Artan işsizliğin önüne geçecek planlamalar içerisine girebilir, sanayimizi ithal bağlılığından kurtarabilir, ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarını istihdam, katma değer üretecek şekilde ekonomiye kazandırabilirsiniz.

Tarım ve hayvancılıkta, üretimin önündeki en büyük engellerden biri olan ithal girdi maliyetlerinin yükünü hafifletecek yerli üretimlerin yolunu açar, teşvikleri artırabilir, özellikle gıdada kendi kendine yetebilen ülke için planlamalar ve uygulamalar yapabilirsiniz.

Yapılabilecek pek çok iş varken ve her birini gerçekleştirdiğinizde oy hanenize artı değer katabilecekken, işin kolayına kaçmak, yasalara uygun ama halk nezdinde sorumluluktan kaçmak ve hile olarak algılanabilecek, daha önceki iktidarlar döneminde olduğu üzere halkta ters etki yapacak, seçim kanunu çalışmalarına girmek çok akıllıca bir yöntem değildir.

Yeniden seçilme isteğiniz gayet makul bir istektir ancak bu istekte bulunurken bunun altını huzur ve refahla dolduramıyorsanız, aksine, hayat pahalılığı, alım gücünü her gün yitiren bir gelir düzeyi ve artık ekonomik olarak yetebilmek için ihtiyaçlardan vaz geçmek zorunda kalınan bir yaşamla ikame ediyorsanız, milletin asıl sorunlarından uzak popülist uygulamalarla kaynakları heba ediyorsanız, kanun değiştirme çalışmalarınızın istenen sonuca çıkmaması ihtimali daha kuvvetlidir.

Geliniz, milletin asıl sorunlarına eğiliniz. Muhalefetin karşısında kendinizi konumlandırmak veya muhalefete “çelme takmak” arayışından vazgeçiniz.

Milletin yanında olunuz. Milletin sofrasına, mutfağına misafir olunuz. Faturalarına bakınız, bir ailenin insanca yaşayabilmesi için gerekli ihtiyaçlarına odaklanınız. Milletin devletinden dolayısıyla devlet gücünü elinde bulunduran ve millete hizmetle yükümlü olan iktidarlardan beklentilerine kafa yorunuz.

Sözü bağlayalım, sadece Cumhur İttifakı yöneticilerince kabul edilen ancak vatandaşın hissetmediği, huzur ve refahı sağlamadan 10 kez de seçim kanunu değiştirseniz, sonuç değişmeyecektir. Sonucu değiştirmenin yolu Cumhur İttifakı propagandası dışına çıkıp milletle gerçek bir buluşma sağlamaktan geçmektedir. Tünelden önceki son çıkış henüz geçilmemiştir. Umarız o çıkışı tez zamanda fark edersiniz. Aksi durumda hem bugünün hem de seçimlerde ortaya çıkacak sonucun vebali Cumhur İttifakında olacaktır ve tarih ve gelecek nesiller bunu böyle okuyacaktır.