Yıllardır yazıp çizerek anlatmamıza rağmen bir türlü üzerinde durulmayan sürekli ötelenen ve görmezden gelinen önemli gördüğüm bir konuyu buradan tekrar edeceğim.
Şöyle ki; her fırsatta sanayisiz bir şey olmayacağını izah etmeye çalıştık.
Daha açık bir ifadeyle üretmeden tüketmenin yanlış olduğunu ve kalkınmanın mümkün olmadığını söyledik.
Maalesef söylediklerimiz siyasiler dahil sivil toplum kurumları tarafından yeteri kadar anlaşılmamış olacak ki; bugün kentin geleceğini öngörmek dahi mümkün olmamaktadır.
“Bir il sanayisiyle kalkınır” demişti yıllar önce Yozgat’ta görev yapan Valilerden birisi.
Bu konuda yaptığı konuşma daha dün gibi hatırımda. Aklımda kaldığı kadarıyla tekrarlayacağım.
Elbette bir ilin kalkınması ve gelişmesi için sanayi olmazsa olmazların başında gelir.
Gelin görün ki; bu mesele Yozgat’ta hiçbir zaman anlaşılamadı. Ne zaman konuşmaya başlasak, siyasiler başta olmak üzere meseleyle ilgili insanlar başka konularla meşgul ettiler kendilerini.
Dolayısıyla bu durumdan rahatsız olan yatırımcı işini başka şehirlerde sürdürürken, şehrin insanları da mecburiyet karşısında başka şehirler de işçi oldu.
Bahsettiğim dönemde yapılan İl İstihdam Kurulu toplantısına biraz atıfta bulunacak olursak
Şehrin artıları ve eksileri masaya yatırıldı, çözüm yolları arandı.
Toplantının açılış konuşmasında İlimizin 550 köyü, 14 ilçesi ve 450 bine yakın nüfusu ile Orta Anadolu da kalkınmaya ve ilerlemeye çalışan bir il olduğuna dikkat çekildi.
Vali Bey, Bu ilde hep beraber yaşıyoruz. Bizler kamu görevlileri olarak burada rızkımızı temin ediyoruz, sizlerde kendi imkânlarınız ölçüsünde mevcut şartları da değerlendirerek istihdam sağlayıp hem yöredeki insanlara iş verme, hem devlete vergi verme, hem de kendi ihtiyaçlarınızı karşılama noktasında azami bir çaba içerisindesiniz. Genel manada ekonomisi bu şekilde olan yerlerde insanların bir bölümü kalkınmanın devletin yapacağı yatırımlarla olacağını düşünür. Ancak uygulamaya baktığımızda kalkınan, ekonomisi güçlenen yerler ise sanayisi işvereni bol olan yerlerdir. Daha doğrusu işverenin rahat çalışabildiği, sanayicinin kar edebildiği, işini genişletebildiği ve yatırım yapabildiği yerlerde genelde ekonomik açıdan kalkınma olur.
Bu noktada bugünkü toplantıyı sizlerle bir araya gelerek sıkıntılar, problemler veya güzel gelişmelerin muhabbetini beraberce yapalım dedik.
Bir İslam âliminin bir sözü vardır; “Bir şey umumen elde edilemiyorsa, umumen terk etmekte akıl karı değildir” bu noktada nezaket gösterip bugünkü toplantıya katılan bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Toplantının verimli başarılı geçmesini temenni ediyorum.
Toplantının son bölümünde katılımcıları tek tek dinleyen Vali Bey, sorun, talep ve istekleri not alarak gerekli çalışmaların yapılacağını söyledi. Toplantı sonucundan çıkan en önemli sonucun kalifiye eleman sıkıntısı olduğunu vurgulayan Vali,”İl merkezine, tam donanımlı ve ilimizin ihtiyaç duyduğu meslek dallarının içeren bölümleriyle yapılacak olan meslek lisesi ile bu sorunu bir nebze rahatlatacağımızı ümit ediyorum” demişti.
Dönüp baktığımızda aradan yılların geçtiğini görüyoruz. Ne acıdır ki; Yozgat bir arpa boyu yol dahi alamamış, siyasiler ve bazı iktidar yanlıları bu memlekete birçok yatırım yapıldığını anlatırlar fakat Vali beyin bahsettiği adı geçen Meslek Lisesi bile yapılamadı bu memlekete.
Peki, nasıl olacak, gelişmeden, kalkınmadan bahsetmekle bir memleket kalkınmadığı gibi gelişmenin olamayacağı muhakkaktır.
Zira son günlerde kamu kurumlarının dahi çalışmaya yüzü olmadığını görüyorum. Birçok kurumda masalar boş kalmış, kapılar kapalı vaziyette maalesef.