Böylesine kıymetli bir günün gençlere armağan edilmiş olması önemlidir. Bu vesile ile gençlerimiz hakkında birkaç konuya değinmeden önce 19 Mayıs’ı doğru anlamak bakımından bir özet geçeyim.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde eşsiz bir galibiyet olarak yer eden Kurtuluş Savaşı’nın ilk adımı 19 Mayıs’ta atılmıştır. Bize öğretilenlere göre, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkmıştır ve bugün İtilaf Devletleri’nin işgaline karşı Kurtuluş Savaşı’nın başladığı gün kabul edilir. Atatürk bu bayramı Türk gençliğine armağan etmiştir.
Gençlik ve Spor Bayramı ilk defa 1926 yılında Gazi Günü adı altında Samsun’da kutlanmış, 24 Mayıs 1935’te Atatürk Günü adı altında resmiyet kazanmıştır. Beşiktaş’ın girişimleriyle Fenerbahçe Stadı’nda kutlanan bu ilk 19 Mayıs, Galatasaray ve Fenerbahçeli yüzlerce sporcunun da katılımıyla bir spor günü haline gelmiştir. Bu organizasyondan bir süre sonra gerçekleşen Spor Kongresi’nde söz alan Beşiktaş Kurucu Üyesi Ahmet Fetgeri Aşeni kutlanan Atatürk Günü’nün tüm gençliğe mal edilebilmesi için “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı” adı altında her yıl yapılmasını teklif etmiştir. Kongrede oylanan bu öneri kabul edilmiş ve Atatürk’ün de onayıyla yasalaşmıştır. 20 Haziran 1938 tarihli kanunla “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan bu ulusal bayramın adı 12 Eylül Darbesi’nden sonra “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” adını almıştır.
Atatürk’ün “Biz her şeyi gençliğe bırakacağız. Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz” dediği gençlerin günümüzdeki durumlarına bakıldığında gelecekten pekte umutlu olduklarını düşünemiyorum.
Çünkü günümüzde az okumuş, çok okumuş fark etmeksizin gençlerin o kadar çok sorunu var ki bunları anlatmak ve saymakla tükenmez. Bu sorunların en başında ise, bir hayal kurarak, büyük umutlarla yılarca eğitimden geçmiş üniversite mezunu 10 Milyonun üzerinde işsiz gençler bugün sokaklarda kendine iş bulmak için deyim yerindeyse kapı kapı dolaşmaktadır.
Garip olan şu ki; üniversite mezunlarının birçoğu okudukları alanların dışında hiç anlamadıkları işlerde zor şartlarda altında çalışmak durumundadır.
Birçok genç üniversiteyi bitirmesine rağmen köyde çobanlık yapmak zorunda bırakılmıştır.
Gençlerin başkaca sorunları yok mu? Elbette var. Ancak hepsinden önemlisi günümüz gençliği gelecekten umudunu kaybetmişse, bunun üstüne söyleyecek bir söz kalmamıştır.
Yazımın buraya kadar olan kısmında üniversite mezunu gençlerin durumundan bahsettim ama konuya genel bir çerçeveden bakıldığında bu ülkede genç nüfusun tamamına yakınının işsizlik dahil eğitim ve yaşam standartları yönünden sorun yaşadıklarını unutmamak gerekiyor.
Yozgat’ta yaşayan gençlerin sosyal, kültürel ve benzer konularda sorunlarına halen çözüm bulunmuş değildir.
Beyin göçünün önüne geçecek girişimci ve akademik destekler hayata geçirilmelidir.
Hepsinden önemlisi gençlerimizin fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir iklim yaratılmalıdır.
Hiçbir gencimiz düşüncelerini dile getirdiği için kaygı duymamalı, endişe gütmemelidir.
Sonuç olarak her yıl olduğu gibi 2022 yılının 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı çeşitli etkinliklerle kutlandı. Fakat gençlerin sorunlarına çözüm olacak en küçük bir açıklamanın yapılmamış olması kaygı verici bir durumdur.