""

Üniversite Ticari Kurum Mudur « Yeniufuk Gazetesi

25 Kasım 2024 - 13:50

Üniversite Ticari Kurum Mudur

Üniversite Ticari Kurum Mudur
Son Güncelleme :

04 Aralık 2022 - 17:12

Üniversiteler var olan bilginin kullanılarak, toplumun bir sistematik içerisinde varlığının devamı adına ihtiyaç duyulan nitelikli nesillerin yetiştirilmesi ve yeni bilgilerin üretilmesi işini yapan merkezlerdir.

Bu genel bir tanımdır. Bu tanımdan yola çıkarsak, var olan bilgiyi bir sıçrama taşı olarak kullanıp yeni bilgiler üretmeyen, bilgiyi doğru yöntemlerle aktaramayan ve bu yetersizlik nedeni ile nitelikli insan gücünü yetiştiremeyen hiçbir kurum adı üniversite dahi olsa gerçek manada kavramın karşılığını veremez.

Harward Üniversitesi dünyada diplomasına en çok itibar edilen üniversitelerin ilk sıralarındadır. Bunun temel sebebi yıllık 55 milyar dolar (1.023.000.000.000,00 TL. Okurken zorlandınız di mi) gelire sahip olmasını sağlayan araştırma geliştirme faaliyetleridir. Gelirin yaklaşık 50 milyar doları bu çalışmalarından elde edilir. 5 milyar doları ise bağıştır.

Hocalar ve çalışanlar üniversitenin gelirinden maaşlarını alırlar. Üniversite yatırımlarını bu gelirlerle finanse eder. Devletten gelen gelirle üniversite yönetmek diye bir uygulama yoktur. Hocalar bilirler ki, gelişme yoksa iş ve maaş da yoktur. Çalışmazsanız, üretmezseniz, ünvanınız elinizden alınır, giriş kartınız her an iptal edilebilir, üniversite sizi kapının önüne koyar.

Araştırma geliştirme merkezleri, laboratuarlar, kütüphaneler bilgiyi ve teknolojiyi üst seviyeye çıkarmak için daima açık ve çalışılan alanlardır. Hocalarca yazılmış kitapların öğrenciye satılarak gelir elde edilmesi ve bu kitaplar üzerinden sadece teorik bilgilerin verilmesiyle ezberde olan ama deneyimlenmemiş bir bilgi aktarımını bulamazsınız. Mutlaka ar-ge’lerde, laboratuarlarda, sanayide ve hayatın içerisinde deneyim imkanları oluşturularak bilginin kalıcılığı, yetkinlik ve becerinin artırılması sağlanır.

Öğrenciler araştırmaya, öğrenmeye teşvik edilirler. Bireysel ve ortaklaşa proje çalışmalarını yönlendirilirler. Üniversiteler bu çalışmalar için özel bütçeler ayırır.

Sadece Harvard değil elbette, Oxford, MTI ve hatta Amerika’nın kırsalındaki üniversite dahi bu sistematik üzere çalışır.  Gelişmiş ülkelerdeki üniversiteler bu bağlamda üniversite kavramının karşılığını tam vermektedirler.

Bizde nasıl durum?

Şöyledir; gelirler devletten. Maaşlar oradan ödenir. Ünvanı alırsınız ömür boyu kullanırsınız, kimse sorgulamaz çalışmalarınızı. Umurunda değildir hiçbir yöneticinin, sizin alanınızdaki gelişmeleri takip edip etmediğiniz, bilgi düzeyinizi artırıp en son bilgi ve teknolojiyi öğrencilerinizle buluşturup/buluşturmadığınız. Laboratuarlarda, ar-ge merkezlerinde çalışmalar yapmak, sanayi ve pratik hayat içerisinde bilgiyi deneyimlemek hak getire.

Nerden geldik buraya? Şuradan…

Yozgat Bozok Üniversitesi sık sık TÜBİTAK’tan aldığı proje desteklerinden ve sayısından bahsederek, bir övünç olarak kamuoyu ile paylaşmaktadır. Haklıdırlar, övünmelidirler. Araştırma yapan hoca ve öğrencilere sahiptirler ve buna ülkenin bilim teknoloji kurumu da destek vermektedir. Sonuna kadar övünseler azdır.

Azdır, azdır da, araştırma yapan öğrencinin araştırma konusu ile ilgili analiz yapmak üzere üniversitedeki bir aleti kullanması için ücret istenmesi üniversite kavramı ile bağdaşmamaktadır.

Bu araştırmanın sonuçları üniversite adına yayınlanacakken, sonuçlar Bozok Üniversitesi’nin geliştirdiği bir bilgi olarak literatürde yer alıp, üretimde kullanılacakken, üstelik o öğrencinin projesi üzerinden kamuoyuna dönüp övünçler sergilerken, özel sektörün iki katı bir bedeli talep etmek ve para alınmadan testleri yapmamak da kavramın dışında bir alana kendinizi konumlandırmaktır.

Üniversiteye alınan her cihazın temel fonksiyonu; araştırma, geliştirme ve uygulama yapmak isteyen hoca ve öğrencilere yardımcı olmak, onların bilgi ve teknoloji geliştirmesini kolaylaştırmaktır.

Kanaatimizce konu çok yanlış anlaşılmış… Bu cihazları devletten gelen ödenekle alıp öğrenciden para kazanmak refleksiyle hareket etmenin bilimle, üniversite gerçeği ile buluşabilmesi imkansızdır. Buna ticaret derler ve gerek kitap yazıp öğrenciye satmak, gerekse üniversite eli ile cüppe yaptırıp almayan öğretim görevlisinin sözleşmesini iptal etmekle korkutmak gibi ticarettir ve ticaretin olduğu yerde bilim, bilimin olduğu yerde de ticaretin söz konusu olması mümkün değildir.

Bizim ki de laf kalabalığı olsun.

Bırakın batılı anlamda üniversite olabilmeyi; ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi, Dokuz Eylül Üniversiteleri penceresinden baktığımızda dahi kavramın dışında kalınan bir gerçekle yüzleşiyoruz.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.