En hafif işlerde çalışanlara verilecek tutar olmaktan çıkıp, ortalama maaş seviyesini yakalayan, ülkedeki çalışan iş gücünün yüzde 46’sını doğrudan ilgilendiren asgari ücretin belirlenmesi çalışmaları başladı.

Üst üste farklı kurum ve çevrelerden gelen açıklamalar ışığında beklentim 7.750,00 TL (yedibinyediyüzelli)’dir.

Yüzde 50’lik bir artışa denk gelen bu oran aynı zamanda brüt asgari ücretin ve işverenin vergilerinin artması demektir.

Bir başka açıdan bakıldığında şu an 295 dolar olan asgari ücretin 416 dolara yükseltilmesi anlamına da gelmektedir. Dikkatinizi çekti mi bilmem ama TL bazında yüzde 50’lik artış dolar bazında ancak yüzde 41’e denk gelmektedir.

Ak Parti’nin İhracaat Odaklı Büyüme stratejisinin en önemli sac ayağı, üretim üzerindeki iş gücü maliyetlerini düşürmekti. Bu maksatla dolar Tl karşısında sürekli değer kazanmaya devam etti ve dolar bazında iş gücü maliyeti düşürüldü. 400 dolara yaklaşmış olan asgari ücret 295 dolara kadar geriledi. Bu da dolar bazında ihracat yapan firmaların, düşük maliyet nedeniyle uluslar arası piyasada fiyat üzerinden rekabet etme, ürün satma avantajını getirdi. Patlayan ihracat rakamlarımızın en basit anlatımı budur.

Yükselen enflasyon (Kasım’da enflasyon düşmemiştir. Düşen enflasyonun artış oranıdır. Artmaya devam etmektedir, sadece hızını kesmiştir. Enflasyon düşüyor cümlesini kim zikrederse katiyetle inanmayınız, ya bilmiyordur gerçeği, saftır veyahut gerçeği gizlemektedir) ve yaklaşan seçim öncesinde toplumun yüzde 50’den fazlasını ilgilendiren bu alanda ciddi bir zam vererek seçim atmosferinde propagandaya dönüştürme çabası olacaktır. Seçim en geç Haziran’da yapılacaktır ve bu süre içerisinde verilen zamların erime, alım gücünün düşme tehlikesi mevcuttur. Dolayısıyla oy tabanını memnun edecek oran yüzde 50’nin altı olmayacaktır.

Asgari ücrete gelecek zamlar dolar bazında maliyetleri yine 300 dolar üzerine çıkaracak muhtemeldir ki 400 dolar seviyesine ulaşacaktır. Öyle bir rakamın gerçekleşmesi en çok Ak Parti’nin ihracat temelli büyüme stratejisini vuracak, ihracat yavaşlayacak, büyüme hızı düşecektir.

Gerek işverenin gerekse iktidarın zorlanması anlamına gelecek bu yeni durumda, bu sarmaldan çıkmanın yolu bulunmadan asgari ücret rakamınızı açıklayamazsınız. Açıklamak için; ihracatçıya, işverene bu zamla gelecek olan yükün büyüklüğüne göre destek vereceksiniz ve devlet olarak yükü sırtlanacaksınız.

Aksi durumda, kayıt dışı istihdam artacaktır ve muhtemeldir ki, ağırlıklı olarak mülteciler tercih edilecektir. İşten çıkarmalar yaşanacaktır ve bir diğer çare olarak da işçinin sigorta primlerinin eksik yatırılması yolu tercih edilecektir.

Asıl benim beklediğim ise; doların TL karşısında değer kazanmaya devam ettirilmesi ve TL bazında artan asgari ücretin yeniden dolar karşısında 300 dolar seviyesine indirilmesidir. Asgari ücretin açıklanmasından itibaren dolarda yukarı doğru bir tırmanış görürsek ve 20 TL’nin üzerine çıkarsa hiç şaşırmam.

Yani özetle asgari ücrete zam yapsalar da yapmasalar da bedelini iş gören ve biz milletçe ödeyeceğiz.

Elbette asgari ücretin artması ve dolardaki yukarı doğru olası kıpırdanma reel piyasalarda zam yağmuru olarak kendini gösterecektir. Yılbaşında memur ve emekliler için yapılacak zamları da eklediğinizde hane gelirindeki bu artıştan pay almak isteyen ticaret erbabı şimdiden elini ovuşturmaktadır. Ticaret ve Maliye Bakanlıklarının stok, gelir ve vergi takibi yapmak üzere bir sistem geliştirmemiş olmalarının da bunda katkısı büyüktür.