Dün bir devlet kurumunun sitesine girdim. Bazı konularda bilgi edinmek, araştırarak kafamdaki sorulara cevap bulmak için.
Aradığımı bulamayınca Yardım Masası yazan bölümden sorumu ilettim.
Sorum gayet açık, net ve somut olarak ifade edilmiştir.
Cevabı; evet, hayır, var, yok kelime dörtlüsünden sadece birini içerecek kadar basit ve kolay olacaktı.
Beklentim bu netlikte bir cevap verilmesi yönündeydi.
Bu sabah bir kısa mesaj ve bir elektronik posta geldi “…. Yardım Masasına göndermiş olduğunuz sorunuz cevaplanmıştır. Cevabı görmek için Yardım Masası internet sayfasından …. referans numarasıyla sorgulama yapabilirisiniz” şeklinde.
Açtım mesajı, bağlantıya tıkladım, açılan ekrandan doğru kutucuğu bulup ona da tıkladım ve referans numaramı girdim. Ekrandaki saatin bir tam gün devrini tamamlamasından sonra cevaba ulaştım.
“Sayın ilgili, Gerçekleştirmeyi planladığınız yatırım hakkında detaylı bilgi için https://www……..gov.tr/….. linkinde yer alan iletişim bilgileri aracılığıyla …Yozgat İl ……… ile iletişime geçebilirsiniz. Bilginize sunulur.”
Evet? Hayır? Var? Yok? yok.
Bilgi, yok. Numara yok. Bir yetkiliye yönlendirme yok.
Soruyu sorduğumda cevapta bahsedilen kurumca cevaplanacağı bana iletilmişken, cevabı yazan kişi yeniden kendileri ile iletişime geçmemi salık veriyor.
Bunu yapmak için de internete girmemi ve ana sayfadan il müdürlüklerini bulmamı oradan kurumun telefon numarasına ulaşacağımı, ulaştığım numaradan yine kendilerini arayacağımı ve sorumu bu şekilde soracağımı öğütlemeyi de ihmal etmiyor.
Cevaptan anlıyorsunuz, cevabı yazan kişinin ruh halini, kurumdaki yönetim ve sorun çözme yaklaşımını, kurumun nasıl bir “özgüvenle” yönetildiğini, bu özgüvenin personele sirayetini, bütün bir kurum olarak Yozgat’a sağlayacağı katkıları.
Yardım Masasından aldığınız yardımın sizi nasıl başa döndüren bir bumeranga dönüştüğünü görünce “Yardıma ihtiyaç duymaya kahrediyorsunuz”. Ve size bön muamelesi yapan sistemin, bütün bir toplumu sarmış olduğuna, bunun da tekrar aynı kurumların işleyişine etki ettiğine şahit oluyoruz.
Ortalama akıl, disiplin, çalışkanlık, üretim düzeyimizin vasatın altına düştüğüne işarettir, bu cevabın tarzı.
Bu vasatlıktan da bilim, sanat, üretim, sanayi, teknoloji ve bilgi, bunları doğuracak özgürlük, eşitlik, adalet, refah ve huzur çıkmaması da gayet doğal bir sonuçtur.