Ağlasın da göstersin şu dünyadaki haksızlıkları
Ağlasın da tercüman olsun yanan yüreklere
Ağlasın da törpü olsun katılaşmış vicdanlara
Ağlasın ağlasın da yoldaş olsun merhamet dolu kalplere
Savrulsun savrulsun da kemanımın sesi
Hasret çeken gönüllere girsin
Pınara dönmüş gözlere değsin
Değsin de onlardan bir name alısın
Desin ki,sen benden daha temiz daha hassın
Haklar sana, hasretler bana kalsın
Nameler sana, inleyen hıçkırıklar bana kalsın desin
Ağlasın kemanım ağlasın
Kaldırımlarda üşüyen biçarelerin yanına varsın
Hiç bir şey söylemesin çalsın öylece çalsın
Sıcak buğulu mutluluklar sana, acılar bana
Çığlık atan gülücükler sana, suskun diller bana
Sıcak yuvalar sana, soğuk taş kaldırımlar bana
Kalsın nağmelerini çalsın
Ağlasın kemanım ağlasın
Savaştan kaçan yurtluların
Silahların gölgesinde büyüyen çocukların
Boş boş bakan, acılı umutsuzluk dolu bakışların
Yarım kalan umutların, dua eden avuçların
Ufuklara açılmış yelkenlerin, bilinmezliklere atılmış adımların
Garip nağmelerin çalsın
Ağlasın kemanım ağlasın
Sevgiliye, sevdiğini anlatsın, ayrılığın tadına varsın
Sevgiye giden yolu arasın
Hamdım, yandım, bülbülün gülü sandım, desin
Aksın aksında kemanımın yanık nağmeleri
Hayat amacının ne olduğunu bulsun
Buda benden sevgiliye selam olsun, Nağmelerini çalsın
Çalsın kemanım çalsın
Boynu bükük zambakları anlatsın
Seyirci suskun duvarları
Uzayıp giden geri dönülmeyen yolları
Tirende son defa kalkan elleri
Gönüllerden gönüllere akan nehirleri
Of demeyen dertlileri dilleri, şükreden duaları
Hasret çeken yanan hasırların, İnleyen nağmelerin çalsın
Ağlasın kemanım ağlasın
Dağlardan dağlara esen rüzgarların
Kıyılardan kıyılara vuran dalgaların
En derin deryaya koşan suların
Gönülden gönüllere akan sevgilerin
Dili söylemeyen biçarelerin
Kan damlayan, ah çeken yüreklerin, Ahlı nameleri çalsın