Yozgat’ta çok elzem olmadığı zaman ne yalan söyeyim pek kullanmıyorum belediyelerin tesislerini.  Nitekim Göl Kafeye sırf manzarası için gittiğim doğrudur

Şimdi sesinizi duyar gibiyim, hiç rektöre amca denir mi diye ? Denir denmez tartışmasını bir kenara bırakalım, takip ettiğim kadarıyla

Narin’le tanışma fırsatınız oldu mu bilmiyoum, ben onunla tanışığım için kendimi oldukça şanslı hissediyorum. Reabilitasyon merkezinde kalan Narinimi ara ara

Bir şehri, üniversitenin de geliştirdiğini kimse inkar edemez. Farklı kültürden gelen öğrenciler ve hocalar şehre ayrı bir değer katıp, bambaşka

Toplum olarak eleştiri yapmaya bayılıyoruz, susturabilirse biri bizi aşk olsun . İş bir de teşekkür etmeye gelince bıçak açmıyor ağzımızı.

Ah derim hep, çevreye sahip çıkalım da, çevre temizliği için çevre dostu olmak zorunda olmayalım. Herkes çöpünü çöp kutusuna atsa

Tamı tamına 23 yıl olmuş, Yeni Ufuk Gazetesi kurulalı. Benim de bu güzel aileye katılmamın tam 3. Yılı. Zaman ne

Hafta içi sosyal medyada, gezinirken bir videoya denk geldim. Hasta olan bir çocuğun okulda yaşadığı sorunları gündeme getiren bir filmden

En sevdiğim filmler arasında Yüzüklerin Efendisi gelir. Etkilendiğim bir sahnede şu sözler söylenir; “Yaşayanların birçoğu ölümü hak ediyor ve ölenlerin

Siyaseti belirleyecek olan yine biz vatandaşlar olduğumuza göre, ondan kaçmak pek mümkün değil. Oyumuzu kullanmayacağız diyenlere de ayrı bir ayar

“Gitmek sadece bir eylemdir. Unutmak ise kocaman bir devrim.” Nazım Hikmet Ran Neyi unuttuğumu hatırlamıyorum. Rabbimin verdiği en büyük nimetlerden

Bir hayalimi daha gerçekleştirmenin sevincini sizlerle paylaşmak istedim. Rabbime şükürler olsun Yozgat Diyabet Derneğini kurmak nasip oldu. Yedi yıl önce

Geçen hafta sonu oğlumla Saat Kulesinin yukarısından meydana doğru ilerliyoruz. Önümüzde 3 çocuğu ile birlikte yürüyen bir anne var. Kek

Hepimizin Yozgat’ta tanıdığı fotoğraf sanatçılarından Oktay Yıldırım ve çok değerli eşi Sibel Yıldırım evlerinin kapılarını Yeniufuk Gazetemize açtılar. Geçen sene

Biz çocukken elektirikler gittiğinde annem mum yakar , yere koyar bizi etrafında toplar, Neşat Ertaş, Nida Tüfekçi türküleri söyler, sonra

İki kardeşten biri köyde çobanlık yaparken diğeri şehirde yaşıyordu. Köyde yaşayan “Bu zamanda şehre gitmek, oranın günahlı hayatına karışmak çok

Kış geldi dayandı yine yüreklerimize. Sıcacık çorbamız ve çayımızı  yudumlarken sıcacık evimizde, isyan bayraklarını çeken biz, aklımıza dışarda kalan insanları

Şiddet haberleri alıp başını gidiyor, peki şiddet haberleri yayınlanmalı mı, yayınlanmamalı da bir tartışma konusu. Yayınlanmasan insanlar daha cesaretli olacak,

İlk maratona katılan kadının hikâyesini bilir misiniz , beni hep etkiler. Ne zaman motivasyonum düşse bu hikayeyi okur, kadın olarak

Yozgat’ta altı yılımı geride bırakırken hep söylediğim birşey var, Anadolu’da bu kadar tiyatro oyunu çıkaran il var mı ? İnanın

 Altın Kelebek uçtu uçtu yüreğimize kondu o akşam. Seni buradan kocaman tebrik etmek istedim. Sanata ve sanatçıya saygım sonsuz, hani

Aşık Mahzuni Şerif’in evini yakmışlar, köyünü terk etsin diye. “Ben buralıyım, burayı terk etmem.” demiş. Bir daha yakmışlar… O bir

Belki onu haberlerde görmüş olabilirsiniz, yine de ben böylesine koca yürekli bir Yozgatlı gönül adamını yazmak istedim. Ankara’ da her

Hepimizin başına gelmiştir aslında, işinizi çok başarılı yapıyorsunuzdur, fedakarlıklar yapıyorsunuzdur, işinizi bilmeyen biri gelir iki kelam eder, gider tüm motivasyonunuz.