“EPDK, 31.12.2021 tarihli 10707 sayılı Kurul Kararında ‘mesken alçak gerilimli tek zamanlı abone grubu için faturaya esas günlük ortalama 5 kwh tüketim miktarına kadar (aylık 150 kilovat/saat) olan tüketimlere düşük kademeli tarife uygulanmasına’ şeklinde bir düzenlemenin yapılmasına karar vermiş; 31.01.2022 tarihinde ise aylık 150 kilovat olan aylık tüketim miktarı Cumhurbaşkanının kararı ile 210 kilovata çıkarılmıştır. Elektrik tarifesinde yapılan düzenleme gerek Anayasa’nın 2., 10. ve 167. maddelerine gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 14. maddesine açıkça aykırıdır.”
“Barolar hizmet üreten, hiçbir ekonomik çıkarı olmayan ve Anayasa’nın 129. maddesinde kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olarak belirtilen; avukatlar ise Avukatlık Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu hizmeti gören, Ceza Kanunu tanımıyla da yargı görevini yürüten kişilerdir. Yapılan zam sonrası avukatlık bürolarına; barolarımızın tesislerine, yerleşke ve binalarına gelen elektrik faturalarının fahiş olduğunu da açıkça belirtmek isteriz. Biz aşağıda imzası bulunan barolar olarak elektrik enerjisine yapılan fahiş orandaki bu zam miktarının karşısında yer aldığımızı, zammın vatandaşlarımız için daha hakkaniyetli bir seviyeye indirilmesinin takipçisi olacağımızı ve bu süreçte tüm hukuki yollara başvuracağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
Yazımıza girişi 76 Baro’nun elektrik zamları ile ilgili yapmış oldukları açıklamadan iki paragrafla yaptık. Bu açıklamada yapılan zamların anayasaya aykırı olduğundan bahisle bu konuda baroların hukuki yollara başvuracağı belirtilmektedir.
Yazımın başlığından da anlaşılacağı üzere benim konum, bu zamların hukuki olup olmaması değildir. Bu konu yargı mensuplarının işidir. Konumuz açıklamanın zamanlaması ve dilidir.
Açıklamanın Zamanlaması Manidar
Dikkatinizi çekmek istediğim konulardan biri açıklamanın zamanlamasıdır. Zira bu elektrik zammı 31 Aralık 2021 tarihinde yapılmıştır. Zammın yapılmasından 41 gün sonra “yargı görevini yürüten” kişilerce bu zamların hukuksuzluğu fark edilip bir açıklama yapılıyor.
Zammın açıklandığı ve faturaların gelmeye başladığı 41 günlük zaman zarfında elektrik faturalarına kamuoyundan gelen ciddi itirazlar ve sosyal tepki olarak adlandıracağımız işyerlerine fatura asmalar sonrası Cumhurbaşkanı’nın bu zammın yüksekliğine dair yaptığı itiraz ve 150 kw saat olan aylık taban tüketim miktarını 210 kw saate çıkarması ardından ve Enerji Bakanı’nın enerji firmaları ile görüşmeler yaptığı zamana denk gelmesi manidardır.
Cumhurbaşkanı Anayasa’ya Aykırı Davranmaktadır
Bir diğer husus açıklamada kullanılan dilden anladığımız itiraz konusu. Anladığımız “avukatlık büroları ve baroların tesislerine” gelen yüksek miktarlı zamlardan sonra tepki verildiğinin ve kademeli bu zam tarifesinin hukuksuzluğuna itirazın geliştirildiğidir.
Gelelim son ve bence en can alıcı noktasına. Birinci paragrafta “Elektrik tarifesinde yapılan düzenleme gerek Anayasa’nın 2., 10. ve 167. maddelerine gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 14. maddesine açıkça aykırıdır.” denmekte. Bu cümlenin ön cümlelerinde EPDK’nın kararına ve Cumhurbaşkanımızın 150 kw saati 210 kw saate çıkardığına vurgu yapılarak bu düzenlemenin hukuksuzluğuna işaret edilmektedir.
Yani metnin kurgulanışı ve bir bütün olarak baktığınızda bu paragraf, ‘EPDK zam ve kademeli tarife ile Anayasa’ya aykırı davranırken, bu düzenlemeyi devam ettiren, 150’yi 210’a çıkaran Cumhurbaşkanı’nın da Anayasa’ya aykırı hareket ederek bir düzenleme yaptığı ve her iki düzenlemenin de hukuka aykırı olduğu’ açık, net belirtilmektedir.
Anayasa’ya Hangi Zamlar Aykırıdır?
Acaba diyor insan, Cumhurbaşkanımız elektrik zamlarına itiraz etmese idi barolar 41 günlük suskunluğu ki, bu, anayasa’ya aykırı olduğunu iddia ettikleri bir uygulamaya dair suskunluk, ne kadar daha sürdürecekler, siyaset ve iktidar gücünün suskunluğuna rağmen Barolardan bir itiraz gelecek miydi? Ve EPDK ile birlikte Cumhurbaşkanı’nı da Anayasa’ya aykırı davranmakla itham ettiklerinin farkında mıdırlar? Temel gıda başta olmak üzere pek çok üründeki zam oranlarına dair de bir “Anayasa’ya aykırılık ve hakkaniyetli zam oranı” çalışmaları var mıdır? Açıklama sizi bunları düşünmeye, sorgulamaya da itiyor…
Özetle, 76 Baro 41 gün sonra Cumhurbaşkanı’nın açıklaması ve kendilerine gelen elektrik faturalarının ardından zamların Anayasa’ya aykırılığını fark etmiş, zamma değil zammın yüksekliğine itiraz etmiş, EPDK ile birlikte Cumhurbaşkanı’nın da Anayasa’ya aykırı davrandığını açıklamıştır. Diğer ürünlere gelen zamlarla ilgili bir refleks geliştirmemişlerdir. Barolar elektrik zamlarının iptali için davalar açmaya başlamışlardır. O halde zamların iptali ile birlikte Cumhurbaşkanı’nın 150 kw’ı 210 kw’a çıkaran kararının da iptali söz konusudur. Zam iptal edilirse ödenen zamlı fatura bedellerinin vatandaşa geri iadesi nasıl bir karara bağlanacaktır?
Elektrik zamlarından, faturam gelmeden ve başkalarınca itiraz geliştirilmeden önce 31 Aralık 2021 tarihinden beri şikâyetçi olan vatandaş olarak; yargı sürecinin nasıl işleyeceğini, enerji firmalarının “kaça” ikna edileceğini, Anayasa’ya aykırı olmayan “hakkaniyetli zam oranının” kaç olacağını merak etmiyorum desem yalan olur…