""

Başkan, Kim Olmalı! « Yeniufuk Gazetesi

23 Kasım 2024 - 22:48

Başkan, Kim Olmalı!

Başkan, Kim Olmalı!
Son Güncelleme :

30 Ocak 2024 - 16:17

Başkan, Kim Olmalı!

MHP’nin adayının da kesinleşmesi ile beraber kendi zaviyemizden gördüğümüzü bir değerlendirme olarak sunabiliriz artık.

Ak Parti adayı Celal Köse, Yeniden Refah Partisi adayı Kazım Arslan ve MHP adayı Ömer Açıkel bu seçimde ismi ön plana çıkan adaylar.

Celal Köse ve Ömer Açıkel’in partilerinin bir oy rezervi olduğunu ve bu rezerv üzerinden belirli bir seçmen tabanına sahip olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Bu durum bu iki adayın da işlerini kolaylaştırmaktadır.

Ancak Kazım Arslan’ın partilerden bağımsız olarak kendi tabanına sahip olması ve buna ilaveten bir parti çatısı altında seçime girmesi kendisi için bir avantaj iken rakipleri için de zorlayıcı bir unsur olmaktadır.

Bu üç adayın ortak özellikleri her birinin daha önce belediye başkanlığı yapmış olmalarıdır.

Kazım Arslan, Cumhuriyet Meydanı’nı kazıp kapatması ve buna dair gerekçesi “Yozgat’ta yıllardır Cumhuriyet Meydanı’nın altında altın var, en azından bu söylentiyi gidermiş olduk” diyen ve imarda 18 uygulamaları mahkemelerden dönen Yusuf Başer’den Yozgat Belediyesi’ni devralmış ve bir dönem çalıştıktan sonra partisince aday yapılmamış o da bağımsız girmeyi tercih etmişti.

Nihayetinde iktidar gücünün adayı Celal Köse’nin seçimi kazandığı açıklandı ve Köse de Kazım Arslan’dan devraldığı belediyede bir dönem görev yaptı.

Burada kritik durum şu; Kazım Arslan, Yusuf Başer’in 10 yıl belediye başkanlığı yaptığı bir belediyeyi, Yozgat’ı devralırken Celal Köse, Kazım Arslan’ın bıraktığı yerden devir almıştı.

Yusuf Başer ve Kazım Arslan dönemlerini iyi analiz ederseniz kimin hangi şartlardaki bir Yozgat’ı ve belediyeyi devraldığını ve devrettiğini daha net görür ve Celal Köse –Kazım Arlan değerlendirmesini daha sağlıklı yaparsınız.

Ömer Açıkel ise 2 dönem Sarıkaya belediye başkanlığı yapmıştır. Sarıkaya’yı gidip görmek veya Sarıkaya’da yaşayan dost/akrabalardan bu konuda görüş almak da bir değerlendirmeye imkan verecektir.

Üç adayımız da belediyecilik yaptıklarına göre; her üçünü de bu açıdan kıyaslama imkanımız olacaktır.

Başkan olduklarında devraldıkları şehir ve belediye…

Şehirlerin alt ve üst yapı durumları, ulaşım, sosyal ve kültürel tesisler/aktiviteler, belediye hizmetlerinin ekonomik yaşantıya etkisi, şehirlerin imarı ve geleceğe dair bir şehirleşme vizyonu ve yeni imar haritaları, Yozgat için çevre yolu, engelliler ve sokak hayvanları için çözümleri, şehirlerini tek merkezli olmaktan çıkaran ve şehirdeki ekonomik ve sosyal yaşamı genele yayan çalışmaları, belediyelerin mali durumları, tesisleri, personel yapısı, belediyeleri yönettikleri kadrolar, ulusal ve uluslar arası finans kaynaklarından yararlanmaları, turizm alt yapısının gelişmesine dair çalışmaları vs. gibi pek çok somut konu ve veri üzerinden kıyaslamak en hakkaniyetlicesi olacaktır.

Sarıkaya’da ve Yozgat’ta yaptıklarını iddia ettikleri projeler, hizmetler her ne diyorlarsa adına; bizim yaşantımıza ne kadar olumlu etki etmiştir, ekonomik, sosyal, kültürel açıdan şehirlerimize ne kazandırmıştır, yaşamımızı nasıl ve ne şekilde kolaylaştırmıştır, cevabı aranacak sorumuz bu olsa gerek…

Bu, seçmene önerdiğimiz. Kendi adıma bu değerlendirmeyi yapacağım ve kararıma çıkacak sonuca göre vereceğim ancak bir şey var ki asla taviz vermem. Ağzıyla kuş tutsa, Yozgat’ı göğe kaldırıp yeniden kursa; belediyedeki personeli seçim dönemlerinde fişleyip, kazanınca onları “ekmeği ile tehdit” eden hiçbir iradeye, hiçbir kişiye ve güce; insan izzet ve şerefinin akıllarının aldığı bütün kıymet ölçüsünden daha kıymetli olduğunu göstermek adına oy vermem, veremem…

“Aynası iştir kişinin lafına bakılmaz” demiş Ziya Paşa. O halde, adayların ve partilerinin bugün bize ne söyledikleri değil, belediye başkanlıklarında ne yaptıklarına bakarak karar verebilme, tercihimizi belirleme kolaylığımız bu seçimde vardır.

Elbette ki; önceki seçimlerde ortaya koydukları ve seçilirlerse yapacaklarını vaat ettikleri seçim proje kitapçıklarına da bir göz atmak iyi olacaktır, zira şu an ben bir adayın bir önceki seçimdeki proje vaat kitapçığına göz gezdirirken bu yazıyı yazıyorum…

Önerdiğimiz zor olanıdır. Kolay olanı adaylar hakkında somuta girmeden soyut kavramlar ve cümleler üzerinden yazılar yazmak ve onları mümkün olduğunca överek veya yererek, içinde yaşadığımız şehre, her uygulaması ile hayatımıza doğrudan etki edecek, buradaki yaşantımızın bugününe ve geleceğine dair kararlar verecek belediye başkanını değil de kendimize “kanka” seçer bir üslupta yazılar yazmak, seçmeni yanlış yönlendirmek, kalemi ve kelamı israf etmektir.

Kazım Arslan ve Ömer Açıkel hakkında suya sabuna dokunmadan övücü cümlelerin herhalde en güzelini yazabilirim diye düşünüyorum… Açıkel’le 34, Arslan’la 30 yıllık kardeşlik hukukumuz vardır. Birbirimizi iyi tanırız. Köse’yle bir hukukumuz yoktur, nihayetinde onu da AK Parti ilçe başkanlığından bu tarafa takip eder ve tanırız. Adayları talip oldukları makamlar ve bu makamdaki görev sürelerindeki icraatları üzerinden değil de, duygular ve salt bireysel çıkarlar üzerinden değerlendirmek bu şehre ihanet olacaktır.

Lakin, geniş seçmen kitlesinin bizimle aynı açıdan bakmayacağını, adaylardan birini tercih etmek için illaki yönlendirilmeyi, güdülenmeyi beklediğini bilerek aşağıdaki değerlendirmeyi de yaparak son verelim;

En genç; Ömer Açıkel,

En yakışıklı; Celal Köse,

En tecrübeli, Kazım Arslan,

En seçilmişi, Ömer Açıkel (iki dönem ilçe belediye başkanlığı)

En iktidarlı; Celal Köse (iki dönemdir iktidar partisinin adayı)

En icraatçı; Kazım Arslan (kitapçıklar öyle diyor)

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.