""

Başsavcının Davetine Katılıyorum Ama Bir Şartla! « Yeniufuk Gazetesi

25 Kasım 2024 - 07:49

Başsavcının Davetine Katılıyorum Ama Bir Şartla!

Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün başlattığı ceza infaz kurumları için kitap bağış kampanyası Yozgat’ta da başlamış ve Sayın Başsavcı biz vatandaşları da bu kampanyaya destek olmaya davet etmiş.

Başsavcının Davetine Katılıyorum Ama Bir Şartla!
Son Güncelleme :

11 Ocak 2023 - 18:26

Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün başlattığı ceza infaz kurumları için kitap bağış kampanyası Yozgat’ta da başlamış ve Sayın Başsavcı biz vatandaşları da bu kampanyaya destek olmaya davet etmiş.

Elbette ki okumanın, kitabın, öğrenmenin kıymetini bilen biri olarak bu kampanyaya destek olmak isterim olacağım da. Kısmetse bu hafta içerisinde yaklaşık 40 kitabı kendilerine ulaştıracağım.

Ancak kitaplarımın nereye gideceğini ve hangi ehil ellerce tasnif edilerek kimlere okutulacağını bilmek isterim.

Çünkü, ceza ve tevkif evleri kısaca hapishaneler olarak bildiğimiz kurumlar, mahkemelerce ceza verilmiş hükümlülerin cezalarını tamamladıkları ve henüz soruşturma ve yargılama aşamasında bulunan tutukluların yargılama ve soruşturmanın nihayete ermesini gözetim altında geçirdikleri yerlerdir.

Bu kurumların temel varlık amacı, devlet kontrolünde mahkemelerce adı konulmuş suçlarının karşılığı olan cezalarını tamamlamaları ve bu süre içerisinde de psikolojik olarak rehabilite etmek, bir takım bilgi ve beceriler kazandırılarak niteliklerini artırmak, ceza sürelerini tamamladıktan sonra da topluma uyum ve toplumsal düzenin parçası olmalarının da zemininin hazırlanmasıdır.

Bununla maksat bir tarafıyla devletin toplumun huzur ve refahını sağlamak adına sistem dışına çıkanlara sistemi bozmuş olmanın bedelini ödetmesi diğer tarafıyla da bu sistem bozucuları yeniden sisteme uyumlu hale getirmek, çarkın bir dişlisi olarak topluma faydalı bireylere dönüştürmektir.

Şimdi buradan hareketle; bu kitapların kıymetini bilecek, doğru tasnif yapacak, her mahkum ve tutukluya ilgi, beceri, zeka ve algı düzeyine, okuma seviyesine göre bu kitapları ulaştıracak, kitaplardan aldıkları bilgilerle faydalı bireylere dönüşmelerine katkı yapacak infaz koruma memurlarına (gardiyan) ulaşması önemlidir. Bu da önemli bir nitelik, kaygı, zeka ve algı düzeyini gerektirir. Rastgele yemek yemenin verdiği zarar gibi rastgele kitap okumak veya okutmak da maksadın ötesine geçerek zihinsel ve psikolojik olarak zararlar verecektir.

Neden şart koştum kitaplarımı vermek için; çünkü Yozgat’ta bulunan ve baş gardiyanından revir personeline kadar mahkumlara psikolojik, fiziki ve sözlü şiddet uygulayan, kameraların kör noktalarında kalabalık personelle özel odalara alıp oralarda şiddete ve tehdite maruz bırakan,  bu nedenle daha önce bir mahkumun açlık grevine giderek ancak insanca muamele görmeye başladığı ve muhtemelen yarın bir mahkumun daha maruz kaldığı, haksızlık, şiddet, mobbing, tehdit, hastane sevki ve ilaçlarının geciktirilmesi, usulsüz, kaidesiz, gerekçesiz disiplin cezaları ile mahkumiyet süresinin uzatılması gibi gerekçelerle açlık grevine başlayacağı cezaevine gitmesini istemem.

İstemem, infaz koruma personelinin ceza evlerinin asıl maksadını anlamadığı, devletçe verilmiş üniforma ve yetki ile “biri üzerinde hakimiyet sağlama, hiyerarşi içerisinde en alt düzeyde olmanın getirdiği ezikliği” mahkumlar üzerinde tahakküm kurarak tatmin etmeye çalıştığı Yozgat’taki o cezaevine gitmesini.

İstemem, adaletinden, hakkaniyetinden korkulmayan savcının, müdürün, baş gardiyanın olduğu, bu sayede silsile halinde herkesin keyfiliği hakim kıldığı, bu keyfiliğine yalanları, iftiraları, mevzuatı alet ettiği ve nihayetinde mahkumların devletinin adaletinden emin ve ondan korkan bireyler olarak, rehabilite edilmiş şekilde toplum için birer faydalı bireylere dönüşme imkanları varken bizzat bununla görevli kişiler ve kurumsal yönetim anlayışı neticesinde devletine ve onun personeline düşman edildiği cezaevi yönetimine teslim edilmesini.

İstemem, kanunlarda suç olarak tarif edilen kumar oynatmak fiilini işleyen binlerce kişi ceza evindeyken,  devlet koruması altında her gün bu suçu işleme cüretini kendilerinde görenlerin infaz koruma memurluğu yaptığı cezaevine ve o memura kitaplarımın teslim edilmesini.

Ve istemem asla, bu uygulamaları ve yönetim anlayışı ile bizlerde de devlete, adalete, devletin kurumlarına güveni zedeleyen, adalet algımızı dumura uğratan, yasal çerçeve içerisinde hak aramanın yasaların bizzat bunu uygulamakla mükellef kişilerce istismar edildiği bir sistemde beyhude olduğuna inandıran ve nihayetinde ülkede adalet ve adalet kurumlarında sağlıklı bir işleyiş olmadığı kanaatini oluşturan yönetimlere ve personellere teslim edilmesini.

Hediye edeceğim kitapların ceza ve infaz kurumu personelini de “iyileştireceğini” umut ediyorum. Zira, çoğu üniversite mezunu olan, günlük yaşama dahil olabileceği bir iş hayal ederken; bir cezaevinin duvarları arasında mahkum olmadığı halde mahkummuş gibi yaşayan insanların psikolojisi en az mahkumlar kadar ağır yara almaktadır.

Mahkumların “iyileşmesi” için öncelikle bu yaralı personelin “iyileşmesi” elzemdir.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.