Bir bayramı daha karşılamanın hazırlıkları heyecanla sürmektedir. Geçen yıl ramazan ve kurban bayramını kısıtlama ile geçiren vatandaşlar, bu yıl kurban bayramını doyasıya yaşamanın, heyecanı an itibarıyla devam ediyor.
Geçmişe duyduğumuz özlemi “Nerede o eski bayramlar” sözünden yola çıkarak, eş, dost, hısım, akraba ve arkadaşlarla bayram sohbetlerinde hatıralarımızı yaşatacağız.
Türkçede “bayram yeri”; neşenin, heyecanın, paylaşımın mekânı olarak yaşamakta ve çocuktan yaşlıya tüm aile, akraba hatta mahalle ve köyü bir araya getirmektedir. Bu nedenle memleketimizin çeşitli yörelerinde bayram öncesi temizlik ve yemek pişirilmesiyle (sarma, baklava vb.) hazırlıklar bu akşam itibariyle tamamlanır. Misafirler temiz evde özel yiyeceklerle ağırlanır.
Bayram heyecanı bugünden “arefe” gününden başlayarak, mezarlık ziyaretleri, sabahı devamında kılacağımız 2 rekat, dokuz tedbir bayram namazının ardından kurban kesimi, paylaşmanın en önemli kısmı kurban payı dağıtmak, kavurmalarla sofralarımızı zenginleştirmek ve ziyaretlerle devam eder.
Acı ama gerçek olan şu ki; bayram günleri büyükten küçüğe bayramlaşmanın yapıldığı, askerlik anılarının anlatıldığı, hal hatır sorulduğu, dertlerin dinlenildiği, büyüğe saygı, küçüğe sevgi gösterilen bu kültürel mekânlar tarihe karışmak üzeredir.
Bununla birlikte iş, eğitim, evlilik vb. nedenlerle ailelerin birbirlerinden uzak yerleşim birimlerinde yaşamaları ve seyahat etme olanaklarının bulunmaması nedeniyle bayramların aileyi bir araya getirme işlevini engellediği gözlemlenmektedir.
Aile büyükleri kendilerinden farklı illerde yaşayan çiftler, ziyaret için bayramları dönüşümlü olarak kullanmakta; zamanla büyüklerin de ölmesi sonucunda ziyaret aracı ortadan kalkmaktadır. Özellikle çiftlerin akrabalarından farklı illerde yaşamaları ve aile bağlarının kopmasıyla anne-babanın ölümünden sonra diğer akrabalarla bayramlarda bir araya gelme isteği kaybolmaktadır.
Hem anne-babayı kaybetme hem de kent yaşamında dikey mimarinin dayattığı komşusuz yaşamla yalnızlaşan aileler ve bireyler bayramları takvimsel olarak seyahat ve tatil fırsatına dönüştürmektedir.
Böylece bu turizm yönlü yeni yaklaşım da ailelerin bir araya gelmesi, aile bağının güçlenmesi, paylaşımın gerçekleşmesi ve kültürel belleğin yeni kuşaklara aktarılmasına engel olmaktadır. On-yirmi yıl içinde toplumu bekleyen önemli problemlerden birinin de aile ve akraba bağları koparak yalnızlaşan bireylerin mutsuzluğu olacak gibi gözükmektedir.
Bu vesile ile hemşehrilerimizin ve bizi takip eden tüm okuyucularımızın kurban bayramını kutluyor, ülkemizde birlik ve beraberliğin daimi olmasını diliyorum.