Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi’nin temel atma törenine katıldı. Törende konuşan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, AK Parti hükümeti olarak eğitim-öğretim alanında ciddi yatırımlar yaptıklarını belirterek, “Cumhuriyet dönemi bütçeleri içerisinde eğitime en büyük payı AK Parti hükümetleri vermiştir. İlköğretimde ortaöğretimde, yükseköğretimde çok büyük değişim ve dönüşümleri bu dönemde hep beraber hayata geçirdik. Ortaöğretimin 12 yıla çıkarılması zorunlu hale getirilmesi bizim eğitim sistemimizde önemli bir devrimdir. Türkiye’de artık 12 yıl eğitim almamış bir vatandaşımız olmayacak. En az eğitim alan 12 yıl eğitim almış olacaktır. Bugüne kadar yapılan çalışmaların üzerinde bu son derece önemli ve tarihi bir adım olarak gerçekleşmiştir. İnşallah 2018-2019 eğitim-öğretim yılında da tekli eğitime bütün illerimizde geçmiş olacağız. Bu da ayrı bir başarıyı ortaya koymuştur. Vekil öğretmen, ücretli öğretmen ortaöğretimde verilen eğitimlere neredeyse son verdik ülke genelinde. Tamamını atadığımız kadrolu ve sözleşmeli öğretmenler vasıtasıyla yapıyoruz ve şuanda bir milyonun üzerinde öğretmen görev yapmaktadır” dedi.
“Türkiye’de ortaöğretim de bugün din eğitimi verilmemektedir”
Türkiye’de bazı mahkemelerin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretimi ile ilgili derslerin aleyhine kararlar verdiğini belirten Bozdağ, İstanbul’da bir idare mahkemesi hem de oy birliğiyle; din eğitimi dersine insanlar mecbur edilemez diyor. Buradan söylüyorum, mahkemenin hakimleri belli ki din eğitimi ile din öğretimi arasında ki farkı bilmiyorlar. Belli ki kullandıkları bilirkişi de bu konuda ki farklı bilmiyor. Türkiye’de ilk ve ortaöğretim kurumlarında verilen derslerin hiçbiri din eğitimi dersi değildir, din eğitimidir daha doğrusu.
Din ve ahlak kültürüne dair bilgiler verilmektedir. Yapılan bir öğretimdir, eğitim değildir. Maalesef mahkemelerde bazı hakimler bu öğretimi eğitim yerine ikame etmeyi hem de mahkeme kararıyla başarmışlardır. Ama bu kabul edilemez bir durumdur. Türkiye’de ortaöğretim de bugün din eğitimi verilmemektedir. Hiçbirinde din eğitim yoktur. Bütün imam hatip liseleri dahil ortaöğretimde yapılan şey din öğretimi değil Din Kültür ve Ahlak Bilgisi öğretimidir. İmam hatip liselerinde biraz daha ağırlıklı olarak İslam dini öğretilmektedir” diye konuştu.
“Kimin öğretmen olacağına Danıştay karar veremez”
Kimin öğretmen olacağına Danıştay’ın karar veremeyeceğini de belirten Bozdağ, “Danıştay’da İdari Dava Daireler Kurulu, İlahiyat Fakültesi mezunlarının öğretmen olmasını engelleyen bir karar verdi. Mahkemenin işi mi bu? Kimin öğretmen olacağına Danıştay karar veremez, idari mahkemeleri karar veremez. Yasayla düzenlenebilir ya da idari takdir hakkı yasanın verdiği yetkilerle idare bunu düzenleyebilir. Eğer bir ülkede kimin ne olacağına mahkemeler karar vermeye kalkarsa orada hukuk devletinden bahsedemeyiz. Maalesef Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu yerindelik denetimi yapmış, yetkisini aşarak müdahale etmemesi gereken bir alana hukuka aykırı bir şekilde müdahale etmiştir” dedi.
İlahiyat mezunlarının öğretmenlik hakkının elinden alınmasına izin vermeyeceklerini vurgulayan Bozdağ, “Bu konuda ki değişiklik neyse bunu yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızla bu konu Başbakanımızla Milli Eğitim Bakanımızla istişare edilmiştir. Önümüzdeki günlerde bununla ilgili bir yasal düzenlemeyi yapacağız. Bu haksızlığı ortadan kaldıracağız” ifadelerini kullandı.
“81 ilimizin 81’inde de müftü yardımcılarımız en az biri kadın olacak”
Kadınlara dini konuların aktarılmasının önemli olduğunu belirten Bozdağ, “İlahiyat Fakültelerimizde, hayatının pek çok alanında kadının etkinliğinin artması ülkemizin bugünü gibi geleceğimizin daha iyi olmasına katkı sağlayacaktır. Bildiğiniz gibi Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof Dr. Fulya Martı Diyanet İşleri Başkanı Yardımcılığı görevine atanmıştır. Türkiye’de bir ilk. Bunu biz önemsiyoruz.
Bundan sonra süreçte de Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde vaizlerin, kadın vaizlerin, kadın kursu öğreticilerinin, kadın müfettişlerin sayılarını artıracağız. Türkiye’nin şuanda bazı Büyükşehirlerimde var ama bütün illerimizde yok. 81 ilimizin 81’inde de müftü yardımcılarından en az biri kadın olacak. Büyükşehirlerde bunun sayısı daha da artacaktır.Biz bunu niçin yapıyoruz.
Diyanetin hizmetleri sadece erkeklere dönük hizmetler değil. Aynı zamanda da kadınlara dönük hizmetlerdir. Bu nedenle de kadınlarımızın daha fazla Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde istihdamı konusunda adımlar atıyoruz. Bundan sonrada bu adımları kararlı bir şekilde atmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Ahmet Sorgun ise, “Bugün bizim İlahiyat Fakültesinden beklediğimiz, hocalarımızdan beklediğimiz işin felsefesini yapmak. Ama sadece laf olsun diye ‘hani bana felsefe yapma’ derler ya o anlamda felsefe değil. Gerçekten toplumuzu yönlendirecek ufkumuzu açacak felsefesi yapmak. Yoksa sadece formatif bilgileri tekrarlamak geçmişin tekrarı değil.
Geçmişten kopmadan kendi kaynaklarımızla asrın idrakine, değerlerimizde asrın idrakine söyletmek” şeklinde konuştu.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, bireylerin yetişmesini katkı vermeye çalıştıklarını kaydederek, “Üniversiteler olarak Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesinin yeni binasında bu işe hizmet, katkı sunmuş olacak. Ben emeği geçenlerden Allah razı olsun diyorum” dedi.