Yozgat’ımızın dört bir yanına dağılmış, tarih kokan 36 beldesi var. Bu sayı her geçen gün azalıyor. Daha önceki yıllarda 65 beldemiz bulunmaktaydı. Devam eden göç yüzünden bugün 36 belde kaldı elimizde. Her biri ayrı bir kültür, ayrı bir geçmiş ve nice hatıraların taşıyıcısı… Ancak son dönemde bu beldelerin geleceği ile ilgili oldukça kritik bir süreçten geçiyoruz.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde başlatılan bir çalışma kapsamında, nüfusu 2 binin altında kalan beldelerin köy statüsüne dönüştürülmesi gündemde. Bu karar, yalnızca bir idari düzenleme gibi görünse de aslında sosyolojik, kültürel ve hatta ekonomik etkileriyle beraber büyük sonuçlar doğurabilir. Çünkü bir beldenin belediye statüsünü kaybetmesi, o bölgedeki hizmetlerin azalması, kalkınma projelerinin sekteye uğraması ve yerel yönetim gücünün zayıflaması anlamına geliyor.
Yozgat, geçmiş yılarda bunu acı bir şekilde yaşamış kentlerin başında gelmektedir. Söze başlarken ifade ettiğim üzere 65 beldemiz varken, bugün o sayı 36’lara kadar düştü. Dolayısı ile gerekli tedbirler zamanında alınmaz ise, 8 ya da 10 belde ya kalır ya da kalmaz.
Yozgat’ın beldeleri ne yazık ki bu tehlike ile burun buruna. Birçok beldemizin nüfusu 2 bin sınırının oldukça altında. Elbette bunda yıllardır süregelen göçün, özellikle genç nüfusun büyükşehirlere yönelmesinin büyük etkisi var. Ama bir başka önemli sebep de zorunlu olarak başka illere alınan nüfus kayıtları. Eğitim, iş ya da başka sebeplerle şehir dışına taşınan vatandaşlarımız, ikametlerini de bulundukları şehirlere aldırmak zorunda kalıyorlar. Bu da beldelerimizin resmi nüfusunu daha da aşağı çekiyor.
Belde belediye başkanlarımız vatandaşlarımızı bu konuda uyarmaya başladı. “Nüfusunuzu doğup büyüdüğünüz, anılarınızın olduğu beldelere geri alın” çağrıları her geçen gün artıyor. Bu çağrı, sadece bir rakamı artırmak değil, beldenin kaderini belirlemek anlamına geliyor.
Bu mesele siyaset üstü bir meseledir. Burada konu, hangi partiden olduğumuz değil; doğduğumuz topraklara sahip çıkıp çıkmadığımızdır. Gelinen nokta itibariyle beldelerimize sahip çıkmak, onları yaşatmak hepimizin görevi. Bugün ilgisiz kalırsak, yarın o belde tabelalarının yerinde sadece birer acı hatıra kalabilir.
Beldelerimizi yaşatalım. İster Yozgat’ta yaşayın ister başka bir şehirde; imkanınız varsa nüfusunuzu kendi beldenize aldırın. Bu basit bir işlemle, memleketinize büyük bir iyilik yapmış olursunuz.
Unutmayalım: Nüfus sadece bir sayı değil, aidiyetin, geçmişin ve geleceğin ifadesidir.
Beldelerin Durumu Düşündürücü
