Bir dost arıyorum el ele verip okyanusları aşacak. Bir dost arıyorum birlikte çiçeklerin rengini keşfedecek ve çiçeğin renginde ressamın ne demek istediğini tartışacak. Bir dost arıyorum bir kelebek misali bir günlük ömrümün içine anlamlı şeyler sığdıracak bu bir günlük ömrümü bin yıl gibi yaşayacak.
Bir dost arıyorum arada cinsiyet farkı olmayacak, dostluğa verilen emekler asla sorgulanmayacak, yaşamın bir ucundan tutulacak ve yepyeni şeyler keşfedilecek keşfedildikçe tartışılacak. Buldukça aranacak, aradıkça bulunacak. Öğrendikçe heyecanlanacak.
Bir dost arıyorum kendime, antik kentlerin sokaklarında koşarken, çağlar öncesinin gizemini görmek, çözmek heyecanıyla bakılacak. Yüksek dağların tepesinde dünyanın merkezinden gelmiş bir taşı alıp elimize sorgulayacak ve uğur böceğini parmağımızın üzerine kondurup dünyadaki var oluş amacını aranacak.
Bir dost arıyorum ilk yardım sahasında birlikte koşacak, bir ihtiyarın koluna girip onunla birlikte geçmiş hatıralarını yaşayacak. Bir dost istiyorum çocuklarla bir olup salıncaklarda salınacak. Bir dost istiyorum dünyanın asilzadeliklerini boş verip, içinden geldiği gibi yaşayacak. Bir dost arıyorum yüzünde yaşam sevinci hiç bir zaman eksik olmayacak
Bir dost arıyorum kendime, kırkında emekli olup, hayatının sonuna kadar pineklemeyecek. Yarın öleceğini bilse dahi bu dünyaya için bir fidan dikecek, hayatının bir anını bile boş geçirmeyecek, yarın ölecekmiş gibi öbür dünya için hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için çalışacak. Öğrenme, keşfetme, üretme arzusu hiç bir zaman eksilmeyecek.
Bir dost arıyorum kendime akşamın bozan sabahın olduğu fark edilmeyecek, açlık tokluk aşılması gereken bir dalga gibi görülecek, bazen harmanda omuz omuza verip birlikte çalışılacak, bazen de bir lokma ikiye bölüp paylaşılacak ve bunu yaparken de hiç bir zaman karşılık aranmayacak.
Bir dost arıyorum kendime, bambaşka alemlerde hayatın amacı sorgulanacak, bazen diller susup gözlerle gönüllerle anlaşılacak, bazen bir zirvede oturup beraberce felsefe yapılacak, bazen de oturup karıncaların yuvasını izleyecek, bazen alacakaranlıkta güneşin doğmasını bekleyecek, ama hep yan yana birbirimizden emin yaşanacak.
Bir dost arıyorum kendime, “saman çöpleri gibi akıntıya kapılıp gitmeyecek” ve onun getirdiklerini yaşamayacak, kendi mutluluğunu kendi yaratacak, elimden tutup beni de koşturacak, zaman, geçim, taktir edilme derdi olmadan hayatın getirdiklerini, sırtını doğruluğa vererek, usta bir savaşçı gibi bir bir aşacak
Bir dost arıyorum kendime Cemre misali havaya, suya, toprağa düşecek, sonrada bütün kainatı şenlendirecek. Sonrada gidip arılara sizin göreviniz ömür boyu çalışmak mı? Rengarenk çiçeklere sizin ki bu dünyayı güzelleştirmek mi? Sararmış başaklara ya sizin ki bu alemi doyurmak mı? Başını kaldırıp Güneşe ya senin ki, seninki de bu dünyayı ısıtmak, aydınlatmak mı? diye soracak.
Bir dost arıyorum kendime, insanlara dönüp sizin göreviniz de bu dünyayı şenlendirmek midiye soracak onların gözlerinin içine bakarak, acılarını görüp üzülecek, neşelerini görüp sevinecek kainatın kitaplarını bir bir okuyacak, başını doğrulara yaslayacak, gözün haramdan saklayacak, sözünü yalanlardan arındıracak, yardımını göstermekten sakınacak bir dost arıyorum kendime.
Bir dost arıyorum kendime sineme çekilmiş yaşarken, aniden arayıp hep aklımdasın diyecek, yaşananların hatırını hiç bir zaman unutmayacak, en ufak bir hatamda beni silip atmayacak, sözlerinde hep nasihat, erdem olacak, davranışları örnek alınacak, Bir dost arıyorum kendime baktığım zaman bir güneş gibi parlayacak, ısıtacak. Yıllar sonra hatırladığımda iki damla göz yaşı ile anılacak.
Bir dost arıyorum kendime, bazen aynı, bazen ayrı pencereden bakılacak, tartışacak tartışacak ama sonunda o tek gerçekte buluşulacak. Beni doğruluklara götürecek, Şükretmem gerekenleri öğretecek, Küçük sandığım şeylerdeki büyük şeyleri gösterecek. Ölmeden önce ölünecek. Hayatın gayesi çözülecek. İrem diyarlarında dolaşılacak. Firdevs kokuları duyulacak. Bir dost arıyorum kendime Hakkı benden razı edecek.
Bir dost arıyorum kendime, hayatın her anı paylaşılacak, üzüntülerimizde ağlaşacak sevinçlerimizi paylaşılacak, zorluklarda dayan ılışacak, eksiklerimiz kapatılacak, iyi günden çok kötü gün dostu olunacak, herkes terk ederken beni o hep yanımda kalacak, herkes gülerken bana o hep ağlayacak, her kes düşmanken bana o hep dost kalacak, bir tokatta sarımsak tarlasını satmayacak, bir dost arıyorum kendime beni yarı yolda bırakmayacak.
Bir dost arıyorum kendime Hz Mevlana’nın dediği gibi Merhamette, şefkatte güneş gibi olacak. Ayıpları ötmekte gece gibi olacak. Keremde, cömertlikte akar su gibi olacak. Öfkede , asabiyette ölü gibi olacak. Tevazuda, mahviyette toprak gibi olacak. Ya olduğu gibi görünecek, ya göründüğü gibi olacak bir dost arıyorum kendime her daim örnek alınacak.