Makarna Fabrikası Özelinde; Bir Yatırım Nasıl Kaçırılır? / Yozgat’a Neden Yatırım Yapılmaz
Mart ayının sonunda Yerköy’deki hazine arazisinin yatırım şartlı irtifak hakkının devredilmesine yönelik çağrı kapsamında konuya dahil oldum.
Benden istenen bir yapılabilirlik (fizibilite) raporu ve başvuru dosyasını hazırlamamdı.
Yatırımcılarla süreç içerisindeki görüşmelerimizde bu aşamadan önceki 4 yıl içerisinde Yozgat’ta bu yatırımı gerçekleştirmek için yaptıkları çalışmaları, görüşmeleri ve talepleri birinci ağızdan öğrenme imkanım oldu.
Son 4 aylık dönemde de Yozgat ve Ankara merkezli yapılan görüşme ve ziyaretlerden de firmanın danışmanı olmam nedeniyle bilgi sahibiyim.
Yatırımcılarla temasımın ardından hazine arazisinin tahsisinin gerçekleşmemesi durumunda alternatif arazi arayışları içerisine girdik. Bu çalışmamız bizimle aynı araziye başvuru yapan diğer talipliyi de kapsayacak şekilde devam etti.
Başvuru yapan yani Yozgat’a yatırım yapmak isteyen firma sayısı kaç olursa olsun, sadece biri tercih edilecek ve diğerleri gerisin geriye dönecekti. Biz bu çalışma ile şunu amaçlamıştık; Yozgat’a yatırım yapmak üzere gelmiş olan hiçbir firmayı kaçırmayalım. Her biri için uygun yatırım alanlarını bulalım, şehrimizin kalkınmasına katkımız olsundu.
Bizim bu tavrımızı göstermesi gereken birinci derecede sorumlular ise ilin siyasetçileri, bürokratları, ticaret ve sanayiye dair STK’ları ve yerel yönetimleri olmalıydı. Oysa bugüne kadar STK’lardan tek bir ses çıkmazken, bürokrasi ufacık bir itirazda “Al dosyanı git” rahatlıyla hareket edebiliyor, siyaset ve yerel yönetimler mevzuat dışı talepleri engellemede yetersiz kalıyordu.
Yozgat için öncü olması gerekenler maalesef bu öncülüğü yapmadıkları, işi kolaylaştırmadıkları, kendi kariyer planlamalarına yönelik beklentiler karşılanmadığı, soyadı ve akrabalık ilişkilerini kullanıp yatırımcılardan taleplerde bulunanlara engel olamadıkları için bu yatırım gerçekleşmemiştir.
Bir yatırımcının bir ile gelmesi, yatırımı gerçekleştirmesinin önünde onca engel varken bir de yatırımla ilgisi olmayan beklenti ve taleplere muhatap olmak, kolaylaştırmak yerine zorlaştırmayı seçen üslupla karşılaşmak, hatta sert ifadelerle yatırıma engel olunacağının belirtilmesi ve bıktırıcı bu süreci yaşamak vazgeçmek için fazlasıyla yeterlidir.
Yakından bildiğim bu sürecin sonunda Yozgat’tan vazgeçilip Kırşehir’e yatırım kararı alınmış olmasını son derece doğru bir karar olarak görüyorum maalesef.
Zira Kırşehir Yozgat’ın aksine yatırıma açtır. İşsizliğin olduğu bir bölgedir. Yatırıma, kalkınmaya, ekonomik gelişmeye ihtiyacı vardır. İnsanlarının doğdukları yerde iş bulması, doyması, çiftçisinin gelirinin artması, nakliyecisinin yeni kazançlara ulaşması gerekmektedir.
Yozgat’ın 5 yıllık yatırım planlaması sonucunda ortaya çıkacak 800 istihdama, binlerce çiftçinin sözleşmeli ekim modeli ile artan gelirine, nakliyeci esnafının milyon tonlarca taşıma kapasitesine ulaşmasına, on milyonlarca dolar ihracat gelirine ihtiyacının olmadığını da anlamış olduk bu sayede.
Demiş ya şair “Biz ne bilek beyim, böyükler bilir”. Büyüklerimiz el birliği ile bu sonucun yaşanmasına katkı sunduklarına/engelleyemediklerine göre bizim ilin gerçekliklerine dair bildiklerimizde bir eksiklik/yanlışlık olsa gerek.
Herkesi aynı kefeye koymamak gerektiğinin altını çizerek; elinden geleni yapmış ve yapma gayretinde bulunmuş siyasetçi, yerel yönetici ve orta düzey bürokratlara teşekkür etmeli yine de. Onların gayretleri yetmemiş olsa da bu gayretleri Yozgat adına umutlu olmamız ve yitiğimizi yitirdiğimiz yerde aramak için bize bir gerekçe sunmaktadır.
Ne diyelim, Kırşehir’e hayırlı olsun demekten başka.
Hz Pir’in sözü ile bağlayalım; “Aramakla bulunmaz ama bulanlar ancak arayanlardır.”