Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Bozdağ, Adil Öksüz yakalandıktan sonra serbest bırakılması ve aranması sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Öksüz’ün nerede olduğuna dair şuanda devletin elinde kesin bir bilgi olmadığını kaydeden Bozdağ, “Adil Öksüz’ün şu anda nerede olduğunu kesin olarak bilen yok. Adil Öksüz bu darbe girişiminin kilit isimlerinden bir tanesi onda şüphe yok ama Türkiye’nin neresinde onu bilen yok. Bazı ihtimaller var. Kesin şurada deme ihtimali yok, herkes bir yorum yapıyor. Şu anda devletin elinde de Adil Öksüz’ün yerine dair kesin bilgi yok. Şuradadır, buradadır kati bir bilgi yok. Olsa zaten hemen Adil Öksüz’ü derdest edip yargıya teslim ederiz. Adil Öksüz’ün fotoğrafı, Adil Öksüz’ün bütün bilgileri medya üzerinden Türk halkının idrakine sunuldu. Bakın bütün devlet arıyor, zafiyetle alakası yok. Sadece devlet değil, 80 milyon kişi de arıyor, herkes arıyor. Bunu herkesin bulmak için üzerine düşeni yapıyor. Ben Adil Öksüz’ün birileri tarafından bir yerde saklanma ihtimali var. Hareket etmesi halinde kolaylıkla tespit edilebilir. Tebdili kıyafette olsa bir yerde açık verir yakalanabilir. Vatandaş da takip ediyor, herkes takip ediyor” şeklinde konuştu.
Öksüz’ün nerede olduğu hakkında 3 ihtimal olduğuna değinen Bozdağ, “Bir ihtimal birileri saklıyor, ikinci ihtimal yurt dışına çıkmış veya çıkarılmış olabilir, üçüncü ihtimal de infaz edilmiş olabilir, ama bu ihtimallerden hangisi doğru ona dair kesin bir bilgi söyleme imkanı yok. Bu 3 ihtimal dışında başka bir ihtimal de görünmüyor. Onlar ne zaman ortaya çıkar elimizde bu ihtimallerden herhangi birinin doğruluğunu kanıtlayan herkesi inandıracak veriler olursa ortaya çıkar. Ama Türkiye’de herkes bunu arıyor, devletin istihbarat örgütleri, güvenlik güçlükleri ve ne kadar imkan ve kabiliyeti varsa Adil Öksüz’ü bulmak, yargıya teslim etmek için seferber edilmiş durumdadır” ifadelerini kullandı.
“Öksüz’ün serbest bırakılması hayatın olağan akışına uygun değil”
Bozdağ, Öksüz’ü serbest bırakan hakimlerle ilgili HSK tarafından bir soruşturma başlatıldığını ifade ettiği konuşmasında şunlara değindi:
“Şu anda serbest bırakılması ile ilgili bir iddianame hazırlandı. O iddianame mahkemeye sunuldu ayrıca serbest bırakan hakimlerle ilgili HSK bir soruşturma başlattı.
Bir tanesini meslekten ihraç etti ve şu anda tutuklandı, örgüt üyesi olduğunu da itiraf etti. Tabi polisler ve jandarma ile ilgili de hem içişleri bakanlığı tahkikat başlattı ayrıca da savcılık bütün bu süreçlerle ilgili bir soruşturma başlattı. Yani bütün vatandaşlar gibi benim de aklıma yatmayan ‘Nasıl olur?’ dediğim bir sürü soru var. Olay hayatın olağan akışına uygun bir şey değil. Şimdi bir darbe teşebbüsü oluyor, o gece darbenin olduğu yerde yakalanmış, darbecilerle birlikte yakalanmış siviller var. Siz diğer sivillerden bir kısmını tutukluyorsunuz, sizin önünüze geliyor. Normalde hukukta hayatın olağan akışı diye bir şey var. Eğer bir iş hayatın olağan akışına aykırı ise orada o bile bir karine kabul ediliyor ve orada kararlar verilebilir. O gece olaylar oluyor, oradan uçaklar, helikopterler kalkıyor, orada bir sürü insan şehit oluyor bir sürü insan yaralanıyor ve darbecilerle birlikte orada yakalanan birisi var, başka hiç bir şeye bakmadan rütbeli, rütbesiz askerler nasıl tutuklanıyorsa benim kanaatim hiçbir şeye bakmadan onun da orada tutuklanması lazımdı. Ama baktığınızda burada bir sürü hadise var o nedenle de biz burada ihmali ve kastı kimin varsa ortaya çıkartılması, polisten, jandarmadan, hakimden, savcıdan hepsinin üzerine gidiyoruz. Çünkü en çok bunu biz istiyoruz. Bu ortaya çıksın, bu kişi neler yaptı bunun hesabını ona soralım, o da hesabını milletin yargısına versin ve bütün bunların hepsini biz ortaya çıkarmak için uğraşıyoruz. Herkes şuanda soruşturmada ve sanık durumunda tutuklular var. Hepsi bunun hesabını verecek.”
“Başbakanlık Müşaviri ne sıfatla Adil Öksüz’le görüşür”
Başbakanlık müşaviri Ali Sarıkoca’nın darbe girişiminin sabahında Öksüz’ü ziyaret etmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını ifade eden Bozdağ, “Siz Başbakanlıkta müşavirsiniz, gidiyorsunuz o darbeci ile konuşuyorsunuz. Ne sıfatla konuşuyorsunuz? Siz kimsiniz? Ne yapıyorsunuz? Onun için savcılık iddianamesinde bu da çok açık. O da sanıklardan bir tanesi bütün bunların hepsinin yargıda hesabını verecektir ve adalet burada yerini bulacaktır. Şunu da söyleyeyim Adil Öksüz de eninde sonunda bulunacak, Türkiye içinde veya Türkiye dışında nerede olursa olsun, sağ veya infaz edilmişse ölüsü mutlaka bulunacak ve sağ olması halinde yargının önüne çıkartılacaktır. Eninde sonunda bu işin kaçışı yok” diye konuştu.
“Öksüz’ün yargıdan kaçırılmasında organizasyon olduğuna inanıyorum”
Öksüz’ün tahliye edilmesine hükümetin bilgisi olmadığını söyleyen Bozdağ, şöyle konuştu:
“Burada hükümetin bildiği bir şey yok. Buradan şunu söyleyelim, ‘Hükümet bunu biliyordu da öyle oldu’ diye bir şey yok. Hükümetin bildiği bir şey yok orada. Oradaki şey şu: O Adil Öksüz’ün yakalanmasından sonra oradaki kolluk görevlileri arasında geçen konuşmalar bunlar. Ama kolluk görevlileri bu konuşmaları kendi aralarında yapıyorlar, fakat üstlerine, sivil iradeye, siyasi otoriteye bu konuşmaların hiç birisi gitmiyor. Kimsenin ondan haberi yok. Bizim onlardan ne zaman haberdar oluyoruz, sizin gibi bu konuşmaları yapan kişiler hakkında soruşturma ve tahkikatlar sürerken ortaya çıkan ifadelerden haberdar oluyoruz. Öyle bir şey olur mu o darbeyi yapmış, o kadar vatandaşımızı şehit etmiş bu alçaklar, onu biz bulacağız, öyle yok yani, öyle kaçamaz. Gidemez de kimse de onu bırakamaz. Böyle bir şey olur mu? Ama bunlardan dediğim gibi hükümetin haberi yok, oradaki kolluk görevlileri belli ki çok açık bir şekilde bu görevlerini ya kasten ya da bilmeyerek, onu zaten yargılama sonunda ortaya çıkacak bunların hepsi ortaya.
Orada bunun imam olduğunu öğreniyor, normalde yetkili amirini araması lazım, o amir de İçişleri Bakanlığı’na kadar yetkilerle bunu paylaşması lazım. Bir defa yetkiliyi aramıyor, başka birisini arıyor ve orada irtibatları kopartıyor onun için ben burada Adil Öksüz’ün yargının elinden kaçırılmasında ben bir organizasyon olduğuna inanıyorum. Bu organizasyon içinde olanların hepsi yargıya hesabını verecek. Hak ettikleri cezayı alacaktır. Onda hiç şüphe yok.”