Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bozok üniversitesinden sempozyum

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO 2021 yılını ayrı ayrı “Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre ve Ahi Evran Yılı” ilan etmesiyle evrensel boyuttaki düşünce ve öğretileriyle asırlardır sevgi, hoşgörü, birlik ve barışın simgeleri olan Türk büyükleri Bozok Üniversitesinde düzenlenen sempozyumla anıldı.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO 2021 yılını

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO 2021 yılını ayrı ayrı “Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre ve Ahi Evran Yılı” ilan etmesiyle evrensel boyuttaki düşünce ve öğretileriyle asırlardır sevgi, hoşgörü, birlik ve barışın simgeleri olan Türk büyükleri Bozok Üniversitesinde düzenlenen sempozyumla anıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Unesco Türkiye Milli Komisyonu, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu, Yozgat Valiliği ve Yozgat Bozok Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen ve üç oturumda gerçekleştirilen sempozyumda, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran’ı var eden, onlarla yeni bir kimlik kazanan ve Anadolu coğrafyasını yüzyıllar içinde dönüştüren kültürel mirasları alanında uzman akademisyenler tarafından ele alındı.
Anadolu bilgelerinin daha iyi anlaşılması, anlatılması ve yaşatılması amacıyla çevrimiçi olarak düzenlenen sempozyuma Rektör Prof. Dr. Ahmet Karadağ, Yozgat Vali Yardımcısı Engin Tok, UNESCO Türkiye Milli Komitesi Başkanı Prof. Dr. M. Öcal Oğuz ve Türkiye’nin farklı üniversitelerinden öğretim üyeleri katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Ahmet Karadağ, Anadolu topraklarının mayasında aşk, iman, mücadele, şehadet olduğunu ifade ederek, bugün hangi Anadolu’da hangi şehrine ya da gönül coğrafyamızın hangi noktasına gidilirse gidilsin orada sizleri manevi bir isim ve merkezin karşıladığı belirtti.
Rektör Karadağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:“Şehirler, canlılığını, dinamizmini hep bu isimler üzerinden kazanır ve sürdürür. Bugün Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Ahi Evran isimlerini hâlâ zikredebiliyorsak, bunun nedeni onların bu toprakları bir yüce mana ile mayalamış olmalarındandır. Tarihî kişiliği menkıbelerle iç içe giren Yunus Emre’nin destanî hayatı kitaplarımıza, romanlarımıza, sinemamıza konu edilmiş, şiirleri ve ilahileri de yüzyıllarca bu topraklarda aktarılır olmuştur. Yûnus, tasavvufî düşünceyi derinden kavrayıp yaşamış, ilâhilerinde samimiyeti, heyecan ve aşkıyla derinlikli, akıcı bir üslûba ulaşmış, bütün insanlığı ilâhî aşka, kardeşliğe, merhamet ve şefkate davet etmiş, insan olmanın, kendini bilmenin, Cenâb-ı Hakk’a ulaşmanın şartlarını ve yollarını anlatmıştır. Bu vesile ile katılımlarından dolayı Unesco Milli Komitesi Başkanı Sayın Prof. Dr. M. Öcal Oğuz’a, Sayın Vali Yardımcımız Engin Tok’a, ülkemizin farklı üniversitelerinden bu sempozyuma katılımlarından dolayı tüm kıymetli hocalarıma teşekkür ediyor, emeği geçen tüm mesai arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.”
Yozgat Vali Yardımcısı Engin Tok da yaptığı konuşmada Unesco tarafından 2021 yılının Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre ve Ahi Evran Yılı ilan edilmesinin kendileri için büyük bir onur kaynağı olduğunu belirterek sempozyumda emeği geçen Rektör Prof. Dr. Ahmet Karadağ ve tüm katılımcılara teşekkür etti. Açılış konferansını gerçekleştirmek üzere söz alan Unesco Milli Komitesi Başkanı Prof. Dr. M. Öcal Oğuz ise böylesine anlamlı bir sempozyum dolayısıyla açılış konferansına davetlerinden dolayı Rektör Prof. Dr. Ahmet Karadağ’ın şahsında Yozgat Bozok Üniversitesi’ne teşekkür ederek sözlerine başladı. Oğuz konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bilindiği üzere Unesco I. ve II. Dünya savaşlarından sonra yaşanan büyük trajedinin peşinden eğitimde, bilimde, kültürde, iletişimde daha sağlıklı bir dünya ihdas edersek, yeniden savaşı önleriz düşüncesi ile kurulmuştur. Kuruluş toplantısına 1945 yılında 37 devlet katılmıştır. Kabul edilen kararı yani ana sözleşmeyi imzalayan 20 devletle birlikte Unesco yürürlüğe girmiştir. Türkiye olarak da biz bu uluslararası kanunu 4 Kasım 1946 yılında 10. Devlet olarak imzaladık. Dolayısıyla Türkiye, Unesco’nun kurucusu olan bir devlettir. Unesco’nun temel amacı barışı zihinlerde inşa etmek. Unesco, Eğitim, Doğa Bilimleri, Bilgi ve İletişim, Kültür, Sosyal ve Beşeri Bilimler gibi 5 ana başlıkta barışı destekleyici faaliyetler yürütmektedir. Anma ve Kutlama Törenleri ise Unesco tarafından 1956 yılı itibariyle başlatılmıştır. Amacı ise konulara evrensel değer kazandırmak, toplumlar arasında barışı, anlayışı ve yakınlaşmayı geliştirmek, Unesco’nun görünürlüğünü artırmaktır. Unesco’nun ideallerini, değerlerini, kültürel çeşitliliğini ve evrenselliğini yansıtması sebebiyle; yıl dönümü, ölümünden sonra aday gösterilen ve evrensel öneme sahip olan kişiler ve evrensel düzeyde ya da en az bölgesel düzeyde öneme sahip olan ve tartışmasız olarak bulunduğu ülke sınırları dışında da bilenen olaylarla ilişkilendirilmelidir. Unesco’nun bünyesinde önerilen her yıl dönümü, Unesco’nun eğitim, doğa bilimleri, sosyal ve insani bilimler, kültür ile iletişim alanlarındaki ideal ve misyonlarıyla doğrudan bağlantılı olmalıdır ve toplumlar arasında daha sıkı ilişkileri, barış ideallerini ve karşılıklı anlayışı teşvik etmelidir. O yüzden bu yıl Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran’ın programa alınmasının sebebi söylem, kültür dolayısıyla barışı teşvik etmeleri, birleştirici, kaynaştırıcı bir unsura sahip olmalarıdır. Bu şahsiyetlerin gücü ve görünürlüğü Unesco’yu da görünür ve güçlü kılmaktadır. Önümüzdeki yıl ise Süleyman Çelebi’nin Vefatının 600. Yılı ve 2023 yılının Aşık Veysel’in Vefatının 50. Yılı olarak gündeme alınması da bizi ziyadesiyle memnun etmiştir. Aynı hissiyatla önümüzdeki yıllarda da bu iki ismin gerektiği şekilde anılacağından şüphemiz yoktur. Sempozyumda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”
Alpaslan DEMİR

Reklamı Geç