2016’da karşı karşıya kaldığımız terör olaylarını buradan saymaya kalkışsam ne ben tam sayabilirim ne de kalemin mürekkebi yetmez.
Yozgat’ta Allah’tan terör adına en küçük bir olay dahi yaşamadığımız için ne kadar şanslı olduğumuzu bilsek de, ülkemizde yaşanan terör olaylarının etkisinde kalmadığımız söylenemez.
Zira herkesin umudu 2017’de terör belasından daha uzak olmak yolundaydı. Fakat daha senenin ilk saatlerinden itibaren bu bela tekrar karşımıza çıktı. Arzular, temenniler veya dilek tutmalar maalesef bizi korumuyor.
İstanbul’un merkezi bir bölgesinde bir eğlence mekanı basıldı. 39 kişi yaşamını yitirdi.
Görüldüğü kadarıyla saldırgan elinde otomatik bir tüfekle girerek içeride bulunan yüzlerce insanı taramış.
Olayın gerçekleşme yöntemine ve araçlarına bakın. Ardından DEAŞ’ın çıkması çok muhtemel.
Terör saldırılarının her biri kendine has bir kimlik sahibi. PKK, FETÖ ve DEAŞ kendine has araçlar ve yöntemler kullanıyor.
Genelde turistik mekanlara yönelik saldırıları DEAŞ denen illegal grup yapıyor. İstanbul’daki daha önceki olayları hatırlayalım. Sultanahmet, Atatürk Havalimanı ve Taksim bunlardan bazılarıdır.
Karşı karşıya olduğumuz gece kulübü saldırısı da benzer bir hedef olma özelliği taşıyor.
Yine saldırının otomatik bir tüfekle gerçekleşmiş olması da DEAŞ’ı gösteriyor. Paris’te tiyatro binasına giren teröristler de bir kalabalığı aynı yöntemle taramıştı.
Amerika’da bir gece kulübünün basılması da bunun bir benzeridir. Bunların tümünü aynı örgüt üstlenmişti.
Bu değerlendirmeler üzerinden DEAŞ’in ne hedeflediğini ve ne mesaj verdiğini de bulmaya çalışırsınız. Bunların hepsi mantıklı ve gerekli çabalardır. Fakat bunların her birinde gelip aynı noktaya takılacağınız açıkça ortadadır. Her terör örgütünün ve her terör saldırısının tabii ki kendine has bir anlamı vardır.
Fakat bir bütün halinde ele alındığında ortaya çok anlamlı bir mesaj çıkmak zorunda değil. Görüleceği gibi zaten terör örgütleri çoğunlukla ezberler üzerinden hareket etmektedir. Bir bütün olarak tabii ki çok büyük bir anlam ifade ediyor. Fakat tekil olarak çok anlam çıkartamazsınız.
Siz ne kadar güvenlik önlemi alırsanız alın bin taneden bir tanesi başarılı olursa, terör eylem gerçekleştirebiliyor.
Bu sadece Türkiye’ye has bir durum da değil. Hafızaları biraz zorladığımızda aynı tür saldırılar geçen yılda Paris’te 7 defa meydana geldiğini görürüz. Berlin’de bir kamyon insanların arasına daldı. Amerika’da bir gece kulübünü bastı ve onlarca insanı kurşuna dizdi. Bizdeki fark niteliksel değil niceliksel bir farklılıktır. Yani tipi aynı sayısı farklıdır.
Peki, neden bizde sayısı daha fazla?
Oraya buraya gitmeye gerek yok.
Sayısı bizde fazla çünkü biz kaynağa en yakın ülkeyiz. Terörün kaynağı Suriye olduğuna göre, Suriye’nin sınırında da bizden yakın başka ülke olmadığına göre, bütün bela bize uğruyor.
Terörist de silahı da amacı da mesajı da Suriye’den çıkıyor. Önce Türkiye’ye giriyor. İlk olarak Türkiye’de patlıyor.
Fırsat bulup Paris’e kadar giderse, bu kez orada patlıyor. Unutmamak gerekir ki, Türkiye bir savaş veriyor.
Bu savaşı kazanmak durumundayız. Fakat önce kendi savunma hattımızı güçlü tutmak zorundayız. Savaşı kazanmanın birinci şartı bütünlüğü korumaktır. Bu Yozgat için de böyle İstanbul ve Ankara içinde aynıdır.
* Yeni yıla girerken, görevi başındaki nöbetçileri ziyaret ederek, başarı dileğinde bulunan Bürokrat!
* Geçen yılı değerlendirme açıklamasında sosyal yardım masasının günün her saati hizmet vermekle mükellef olduğunu söyleyen Yetkili!
* Göz rahatsızlığı bulunan 50 yaş üzeri vatandaşları Ankara’da ücretsiz muayene ettirdiklerini açıklayan Partili!