""

Çadır Höyük’te 5 Bin yıllık tarih gün yüzüne çıkıyor « Yeniufuk Gazetesi

29 Mart 2024 - 14:23

Çadır Höyük’te 5 Bin yıllık tarih gün yüzüne çıkıyor

Sorgun’un Peyniryemez Köyü’nde bulunan Çadır Höyük’te 5 bin yıl öncesine ait bulgular gün yüzüne çıkarılıyor. Bünyesinde 7-8 medeniyeti barındıran ve arkeologların elindeki fırça ve malalarla santim santim kazılarak çıkarılan eserler, Yozgat Müzesinde sergileniyor.

Çadır Höyük’te 5 Bin yıllık  tarih gün yüzüne çıkıyor
Son Güncelleme :

01 Ağustos 2017 - 7:00

Ağustos ayı ortalarına kadar kazı çalışmalarının süreceği belirtilen Çadır Höyük’te kazı başkanlığını ABD New Hampshire Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gregory M’Mahon yapıyor. Çalışmalarda bünyesinde Kalkolitik Çağı, Hititler, Frigler, Persler, Helenistik Çağ, Roma, Bizans ve Selçukluların izleri araştırılıyor. Çadır Höyük’te 30 kişilik kazı ekibi ve 30 işçi, fırça ve küçük malzemelerle santim santim kazdıkları toprakta tarihi bulgulara ulaşmaya çalışıyor. Kazılarda, höyüğün en alt kısmında Kalkolitik döneme ait çanak, çömlek üretim atölyeleri ve pişirme ocakları tespit edildi.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Gregory M’Mahon, Çadır Höyük’te 24 yıldır çalıştıklarını söyledi. Önce yüzey araştırması yaptıklarını, 1994 yılında da kazı çalışmasına başladıklarını aktaran M’Mahon, “Her sene 30 kazı ekibi, 30 da işçi çalıştırıyoruz. Birkaç alanda kazı yapıyoruz. En altta milattan önce 3500-3600’e uzanan Kalkolitik, en üstte milattan sonra 11. yüzyıldan kalma alan bulunuyor.”dedi.
Yazı olmadığından Kalkolitik uygarlıklarının ismini bilmediklerini anlatan M’Mahon, “Burada Eski Tunç Çağı, Orta Tunç Çağı var. Anadolu’ya yazı Orta Tunç Çağı’nda geldi ancak bir buluntuya ulaşamadık. Hititler, Genç Tunç Çağı’nda yaşadı. Demir Çağı’nda Frigler, belki Persler ve ondan sonra Helenistik Çağ, Romalılar, onlardan sonra Bizanslar ve Türkler yaşadı.” diye konuştu.
M’Mahon, 24 yıldır süren kazıların 50 yıl ve daha fazlasına uzanabileceğini ifade etti.
Höyükteki kazılara katılan Emrah Dinç de kazıya sabah saat 06.00 gibi başladıklarını belirtti.
Dinç, “Kazmaya başlıyoruz, buluntular çıkınca onları kaydedip, etiketliyoruz. Mimari kalıntılara veya bazı buluntulara rastladığımız zaman ince işe başlıyoruz. Mala ile toprağı tıraşlıyoruz, fırçayla onu açarak etrafına bakıp, ince ince temizliyoruz ve eserleri ortaya çıkarıyoruz.” diye konuştu.
Çanakkale 18 Mart Üniversitesinden 4 yıldır kazı çalışmalarına katılan Nevra Arslan’da höyüğün Bizans döneminden kalma kısmında faaliyet gösterdiğini ifade etti.
Arslan, Bizans döneminde askerlerin izlerini taşıyan odada çalışma yaptıklarını belirterek, şu bilgileri verdi: “İnce ince çalışma yapmak zorundayız. Çünkü savunma, yangın ya da savaş söz konusu. O yüzden savaşın izlerini ince ince kazarak bulabiliriz, yangının izlerini ve taban izlerini ancak bu şekilde keşfedebiliyoruz. Bizans dönemiyle ilgili metal parçalar var, askerlerin kullandığı kask, omuzluk gibi parçalar, hayvan kemikleri çıkıyor.
Bunların yanında çok sayıda pişmiş seramik çıkıyor.”Höyüğün Kalkolitik döneminden kalan kısmında çalışma yapan Orta Doğu Teknik Üniversitesinden arkeolog Burcu Yıldırım’da “Çanak çömlek üretim merkezindeyiz. Depolar, üretim atölyesi ve dört yanı duvarlarla çevrilmiş büyük bir ocak var. O dönemin Nevşehir’i , Avanos ‘u burasıymış diyebiliriz.” diye konuştu.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.