Çalışan hakları Avrupa Standartlarına kavuşturulmalıdır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın çalışma saatleriyle ilgili düzenleme yapılacağına dair sinyal verdiğini hatırlatan Taşkın, önceliğin mevzuattaki dağınıklığın giderilerek başta çalışma saatleri olmak üzere, yıllık izin ve ücretler, çalışan haklarının Avrupa Devletleri standartlarına kavuşturulması gibi ve özellikle kadın çalışanlarla ilgili mevzuatta kalıcı ve pozitif ayrımcılığı hedefleyen düzenlemeler yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Çalışan kadınların özlük, mali ve sosyal hakları genişletilmelidir.
İş Kolumuza bağlı kurum ve kuruluşlarda çalışan kadınların özlük, mali ve sosyal haklarının genişletilerek yeni haklar verilmesi gerektiğini belirten Taşkın, şunları ifade etti:
Çalışan kadınlar daha fazla yıpranıyor.
“Sağlık teşkilatlarında çalışan kadınların uzun ve yorucu mesai sonrası aşırı yorgunluk nedeniyle yıprandığı araştırmalarda ortaya çıkıyor. Özellikle küçük çocuğu olan kadınların iş, çocuk ve ev sıkıntısından kurtarılması için hem maddi hem de psikolojik olarak yeni düzenlemelerle rahatlatılması gerekiyor.
Çalışan kadınların moral ve motivasyonu artırılarak işte verim sağlanmalıdır.
Nöbete kalan kadın, çocuğunu düşünmekten kendini işine veremiyor. Moral ve motivasyonu bozuk olan bir çalışanın işinde verimli olması mümkün değil. Bu nedenle kadın çalışanların çocuklarını güvenle bırakabilecekleri kreşlerin açılması gerekiyor.
Çalışan kadınların doğum öncesi ve doğum sonrası izinleri artırılmalıdır.
Çalışan kadınların doğum öncesi 8 hafta olan izninin 12 haftaya, doğum sonrası 8 hafta olan iznin de 24 haftaya çıkarılmasının önemli olduğunu değerlendiriyoruz.
Doğum yapan kadın, çocuğu 5 yaşına gelene kadar nöbetlerden muaf tutulmalıdır.
Doğum yapan kadın memurun çocuğunu besleyebilmek için uykusuz kalması; hem anne hem çalışan kadın olarak gündüz ve gece nöbetleri nedeniyle fazla çalışmanın neden olabileceği sağlık problemlerini dikkate alarak mesai saatlerinin sabah 10,00, akşam 15.00 olarak düzenlenmesi gerektiğini, kadın çalışanın küçük çocuğu 5 yaşına gelen kadar gece nöbetlerinden muaf tutulmasını, aynı kurumda veya farklı kurumlarda çalışan eşlerin aile bütünlüğünün korunması amacıyla nöbetlerin çakışmayacak şekilde düzenlenmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum.
Analık izninin bitiminden itibaren ücretli izin verilmelidir.
Kanun yeniden düzenlenirken, özellikle analık izni konusunda hassas bir düzenleme yapılmalıdır. Çünkü analık izninde, günümüzün ekonomik koşullarının dikkate alınmasının zorunlu olduğunu; ailenin tek maaşla kendi geçimlerini idame ettirmelerinin zorlanması, ayrıca bebeğin ihtiyaçlarının aileye getireceği mali külfet düşünülerek; analık izninin bitiminden itibaren verilen ücretsiz izin ücretli izin şeklinde revize edilmelidir. Ekonomik ve sosyal gerekçeler nedeniyle aylıksız izne ayrılmak istemeyen doğum yapan bir kadın çalışanın, hukuki bir düzenleme ile kendisinin ve bebeğinin sağlık hakkının korunması ve bebeğin yaşamasını sağlamak amacıyla ücretli olarak, re’sen 18 aylık izne ayrılmasının sağlanması hem anne hem bebek hem de aile için uygun olacağını yetkililerin dikkatine sunmak istiyorum. Avrupa da olduğu gibi İzin süresince asgari ücret düzeyinde ücret verilerek ailenin ve bebeğin ihtiyaçlarının eksiksiz karşılanması, Doğum yapan memur re’sen izne ayrılırken, eşinin istemesi halinde izin süresince yarım asgari ücret uygulayarak izin kullandırılması, şeklinde hukuki bir düzenleme yapılmasını önemli bir düzenleme olacaktır.”
Haber Merkezi