Tatil mevsiminin başlaması ve önlemlerin kaldırılmasıyla çağın vebası COVID-19 vakaları artışa geçti.
Sanki salgın sonlanmış gibi yaşamın her alanında maske takma zorunluluğunun erken kararla kaldırılması, toplumda gevşemeye yol açtı, sinsi virüsü canlandırdı. Özellikle kapalı mekan ve ulaşım araçlarında maske takma zorunluluğu sürmeliydi. Hastalığın artması kararın yanlışlığını ortaya koydu. Son derece tehlikeli ve ölümcül koronaya karşı bireysel olarak işi sıkı tutmak, kapalı mekanlarda maske takmak kaçınılmaz.
Aşıların tümünü yaptıranların bile bugünlerde hastalığa yakalandığı haberleri medyaya düşüyor. Tansiyon, kalp, şeker ve kanser hastalarının daha duyarlı davranmalarını istiyor hekimler.
Önceki gün bir haber programında açıklama yapan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek, COVID salgınının sonlanmış gibi davranıldığını vurgulayarak, İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde hastalık sayısındaki artışa dikkat çekti.
Hekimler de aynı yöndeki kaygılarını ve uyarılarını her gün medya aracılığı ile duyuruyor. Hatta yoğun bakımda yatan virüslü hastaların çoğaldığına işaret ediyorlar.
Çin’den yayılarak dünyanın başına kabus gibi çöreklenen, milyonlarca kişinin canını alan COVID-19 hastalığının en çok etkilediği ülkeler arasında Türkiye de bulunuyordu. On binlerce insanı yaşamdan koparan o acılı günlere bir kez daha dönmemek için en azından bireysel olarak önlemleri ıskalamamak gerekiyor.
Hala aşılarını yaptırmayan veya eksik yaptıran çok sayıda insan var aramızda. Nedense bir türlü kıramıyorlar aşı karşıtlıklarını. Yaşanan acı vakalardan ve ölümlerden ders almıyorlar. Ne çabuk unutuldu o kara günler. Aşılı bireyler yakalansalar bile hastalığı hafif geçiriyor, yoğun bakımda yatmaktan kurtarıyorlar.
Geçen yıl COVID’in mutasyona uğradığı OMICRON dalgası “hafif geçecek” diye önemsenmemişti. Lakin 10 bin kişi yaşamımı yitirmişti. Yani tehlikenin göz ardı edilecek yanı ve şakası yok.
Sonuçta, her ne denli önlemler kaldırılsa da AVM, sinema, tiyatro ve ulaşım araçları gibi insanların sık olduğu kapalı mekanlarda, mutlaka maske takılmalı. Yaptırılmayan aşılar tamamlanmalı, sağlıklı yaşamın olmazsa olmazı temizliğe özen gösterilmeli, tokalaşmadan ve öpüşmekten kaçınılmalı. Yani salgının ilk başlarındaki önlemlere geri dönülmeli. Özellikle maske kuralına mutlaka uyulmalı. Zira havaların soğuması ile birlikte sonbaharda salgının boyutu artar ve yine evlere kapanmak zorunda kalırız.
Vaka artışı karşısında Sağlık Bakanlığı’nın değerlendirmesi ve kararı olacaktır sanırım…