Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde bulunan Namık Kemal İlkokulu’nda görev yapan resim öğretmeni Gizem Bengüsu Alkan, Kahramanmaraş merkezli büyük deprem felaketinde anne ve babasını kaybeden ilkokul 3. sınıf öğrencisi Ayşegül Küstük’e olağanüstü bir destek sağladı. Kendi annesini teyzesi olarak tanıtarak öğrencisiyle özel bir gönül bağı kurdu.
Ayşegül Küstük, Adıyaman depreminde anne ve babasını kaybetmiş bir öğrenci olarak dayısıyla birlikte Sarıkaya’ya taşındı. Dayısı, Ayşegül’ü yanına alarak Sarıkaya Namık Kemal ilkokuluna nakil ettirdi ve bu süreçte okulun resim öğretmeni Gizem Bengüsu Alkan’ın dikkatini çekti.
Gizem Öğretmen, Ayşegül’ün resme olan ilgisini fark ederek ona özel dersler vermeye başladı. Bu süreçte, Gizem Öğretmen’in kendi annesiyle yaşadığı evde öğrencisine gönüllü dersler düzenlediği için Ayşegül’e, Gizem Öğretmen annesini teyzesi olarak tanıttı. Bu dokunaklı yaklaşım, Ayşegül’ün de Gizem Öğretmen ve annesiyle güçlü bir bağ kurmasını sağladı.
Okul Müdürü Abdullah Arkan, yaşanan bu duygusal olayın Türk toplumunda ender rastlanan bir örnek olduğunu belirterek, öğretmen Gizem Bengüsu Alkan’ın fedakarlığını ve duyarlılığını takdir etti.
Arkan, yaşanan süreci şu sözlerle anlattı: “Büyük felaketin üzerinden henüz 10 gün geçmişti. 20’ye yakın depremzede evladımızı Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerimizden nakil almıştık okulumuza. Depremin yıl dönümünde bahsettiğim henüz 3. sınıf öğrencisi olan Ayşegül kızımız da bu nakillerden biriydi. Lakin Ayşegül annesi dahil tüm ailesini maalesef kaybetmişti o büyük depremde. Dayısı kendi çocukları ile birlikte Ayşegül kızımızı da alıp Sarıkaya’ya gelmişti. O nedenle Ayşegül için elimizden gelenin çok fazlasını yapma gayreti taşıyorduk Namık Kemal Ailesi olarak. İşte böyle bir zamanda, ‘Müdürüm, Ayşegül’e gönüllü olarak ‘resim kursu’ vermek istiyorum, izniniz olursa’ dedi resim öğretmenimiz Gizem Hanım. Ayşegül isterse neden olmasın hocam, o kötü anıların silinmesine de katkısı olur, çok iyi düşünmüşünüz, teşekkür ederim diye karşılık verdim. Ayşegül’ü rehber öğretmenim eşliğinde odama davet ettim. Ona resim derslerini sevip sevmediğini, resim kursu almak isteyip istemediğini sordum. Resim dersini çok sevdiğini, böyle bir kurs almayı hep çok arzuladığını söyledi öğrencimiz. Ve büyük bir heyecanla kabul etti teklifimizi. Gizem öğretmenimle tanıştırdım Ayşegül’ü. Beraber müsait günleri planladılar ve hemen ertesi gün kızımızın dayısından da izin alarak resim kursuna başladılar. Gizem Öğretmenim kurs için gerekli tüm alışverişi çok önceden yapmış bile. Annesiyle yaşadığı evinde haftanın belirli günleri gönüllü olarak resim kursu vermeye başladı Ayşegül kızımıza. Öyle ki kısa zaman içerisinde çok güzel tuvaller, tablolar çıktı ortaya. Ayşegül her hafta yaptığı bir tuvali heyecanla okula taşıyor, arkadaşlarına, bana getirip gösteriyordu. Onun mutluluğuna ortak olmak hepimizi mutlu ediyordu. Bu süreç bir dönem boyunca devam etti. Ara ara Ayşegül’ü davet edip kurs hakkında sorular soruyor, mutluluğunu paylaşıyordum.
Ayşegül ile resim kursu üzerine sohbet ederken, ‘Gizem Öğretmenim melek gibi bir insan biliyor musunuz müdürüm, hem o hem de teyzesi beni o kadar çok seviyorlar ki, teyzesi bana hep hediyeler, elbiseler alıyor, onları üzmemek için kabul ediyorum, iyi ki tanıdım onları’ dedi. ‘Teyzesi mi Ayşegül?’ diye sordum. ‘Evet müdürüm, teyzesi ile beraber yaşıyorlar ya aynı evde.’
Öğretmen kimdir derseniz; annesini kaybetmiş bir öksüz öğrencisine kendi annesini ‘teyzem’ diye tanıtan, bu ince yaklaşımıyla öğrencisinin yarasına merhem olan bir öğretmendir. Gizem Bengüsu Alkan gibi yüreği güzellere minnet borcumuz var. Onun gibi öğretmenler sayesinde umutlar yeşerir, yaralar sarılır ve güzel yarınlar inşa edilir.” Haber: Ferhat ÖZER