Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

DÖNECEĞİM SANA SECCADEM

Döneceğim sana sevaplarımla, günahlarımla,

Döneceğim sana sevaplarımla, günahlarımla, sonu gelmez isteklerimle, döneceğim sana  seccadem.

Akla gelmez hatalarımla, unuttuğum tövbelerimle, sonu gelmez pişmanlıklarımla, döneceğim sana seccadem.

Belki gençken, belki yaşlıyken, belki bir gün pişmanlık içinde,  belki de son nefesimde çaresizlik içinde, döneceğim sana seccadem.

Kul olmayı unutuşlarımla, kul kardeşlerimden aldığım  haklarımla, beni peşinden koşturan, nefsime olan kırgınlıklarımla, belki beni affedersin diye umutlarımla, döneceğim sana seccadem.

İnsan olmak için çabalarımla, ama her defasında eksiklerimle, acizliklerimle, sonu gelmez hüsranlarımla, döneceğim sana  seccadem.

İnsandan insanına, dağdan dağa, maldan mala, aranışlarımla, başka başka mutluluk peşinde koşmalarımla, yalan dünyanın seraplarının elinde savruluşlarımla, sonunda tek dostumun sen olduğunu öğrenişlerimle, döneceğim sana seccadem.

Karıncanın çölü geçtiği gibi, geçeceğim. Örümceğin yokuşu çıktığı gibi, çıkacağım. Her yavrunun kedine verilen idrak ile soyuna göre ilk adımı attığı gibi, atacağım. Kaplumbağanın okyanusu bulduğu gibi, bulacağım. Hangi yöne gidersem gideyim ben yine elimde Kuran’ın, dilimde zikrin, gönlümde sevgin, ile döneceğim sana seccadem.

Güneşin her akşam Batışı gibi, yıldızların yıllarca parladıktan sonra toz oluşu gibi, bitmez sandığım şu fani ömrümün son buluşu gibi, ırmakların denize koşuşu gibi, döneceğim sana seccadem.

Bir bebeğin dünyayı merak edipte annesinin elini bırakışı gibi, sonra yine pişman olup  annesinin rahmetli kollarına koşuşu gibi, kulun her canı yandığında Allah Allah diyerek yakarışı gibi, denizdeki suların kıyılardaki koylara sokuluşu gibi, pişmanlık ateşinde ağlayarak döneceğim sana seccadem.

Dolmayan bir boşluksun içimde seccadem, dile gelmeyen bir sözcüksün sen dilimde seccadem, anlatılamayan tarifi olmayan bir şifa sen seccadem, ruhumu temizleyen bir devasın sen seccadem, katılaşan kalbimi yumuşatan kararan perdelerimi aydınlatan bir ışıksın sen seccadem, beni aradığım sorularla buluşturan bir babsın sen  seccadem, bilinmeyen makamlarda  bir selamsın sen seccadem.

Burak’sın sen seccadem insanı göklere çıkaran, divansın sen seccadem insan ile hakkı konuşturan,   gönül Kabemsin sen seccadem benim aciz sesimi hakka duyuran, anahtarsın sen seccadem hakla kulu buluşturan, bir mesajsın sen seccade aciz isteklerimi hakka ulaştıran.

Bilemedim  seccadem hak yolunda kıymetini, göremedim seccadem bana ne hikmetler verdiğini, bulamadım seccadem bana en doru yolu yine senin gösterdiğini, anlamadım seccadem insan ruhunun ancak seninle temizlendiğini.

Diyar  diyar dolaştıktan sonra yorgun bir yolcu gibi sana döneceğim, hiç bir şeyin bana senden daya yakın olmadığını anlayacağım, senin gösterdiğin insanlık Kâbe mi dünya maceralarım dan sonra bulacağım, belki pişman olup yanacağım, belki hak yolunu şükürler ederek bulacağım, Münker ile Nekir’e evet evet ben seccademi buldum da geldim diyeceğim seccadem.

Şu dünyaya düştük bir yağmur damlası  gibi seccadem, hedef derya yol insanlık dediler seccadem, ama yolların yanında yollar vardı seccadem, şaşırdık bazılarında unvanlar vardı, bazılarında parlayan hayatlar, bazılarında servetler vardı… tıpkı damlaların  önündeki taşların, dağların, yokuşların olduğu gibi bir yağmur damlası gibi daldık dünya denen sınava seccadem  bazılarımız geçtik bazılarımız… öyle yada böyle dilim de duanla, gönlümde nurunla, sonu gelmez aranışlarımla döneceğim sana seccadem

Reklamı Geç