Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Songül Yurdagül Aksoy

EN MEŞAKKATLİ İŞ..

İnsanoğlu bu, fıtratı gereği diye cümleleri yumuşatmak isterken..

Günlerce susup  empati yaparak acabalarımla boğuşurken..Hayatın  hep iyi tarafını görmeye çalışırken…

Çok yorulduğunun farkına bile varmıyor insan..Herkese ayrı ayrı kendi ayarında muamele etmekse apayrı  bir haslet oldu zannımca..

Kimsenin araştırmak , kendini geliştirmek gibi bir iddiası yok iken her türlü bilgi kirliliğinde nasıl temiz kalabiliyor insanlar?

Elbette ki doğru olanı, hak edenle yürüyerek  , kendi misyonu üzerine eğilerek  , kıskançlık  hasetlik gibi duruşlardan uzak durarak..

Bütün bunların toplamıdır başarı..

Bencillikten  uzak , naif yüreklerin  sen ben etmekten uzak biz olduğunda  beraber birlik ve dirlik içinde aynı aura ile sarıldığında  kaçınılmaz olandır başarı..

Ve bu kriter  her yerde geçerli olandır..Ev hayatında, iş hayatında, siyasi hayatta ve sosyal kültürel hayatta bu gerçeklik hep tazedir ve yerini korur..Zamanın birinde bir  adam , haylaz çalışıp çabalamaz ,emek vermez , etrafındakilere kırıcı  yıkıcı sözler sarf eder ve zamanla çok yalnız kalır, ve evini köyünü çoluğunu çocuğunu terk edip  İzmir’e gider.. Aylar geçer ortalarda yok eşi çocukları perişan..Duruma dayanamayan baba , tutar İzmir’in yolunu..Arar sorar ve oğlunu gecenin bir yarısı kumar masasında bulur..Oğlu tüm şaşkınlığı ile yalan üstüne yalan söyler ve babasını kumardan  çok zengin olduğuna ikna eder..Girer koluna gecenin bir vakti,onu tenha bir yere götürür!

-baba bak bütün araziyi kumardan kazandığım parayla satın aldım! Adam sevinç içinde oğluna sarılır  ve derki – aferin oğlum tarlada sulak imiş burada iyice mercimek olur!

Oğul,

-baba sen git bir an önce memleketten mercimek tohumu getir!  diye kandırarak babasını aynı gece otobüse bindirir ve köyüne gönderir..

Adam köyüne varır varmaz , köy kahvehanesine oturup  övünmeye başlar -benim oğlan İzmir’i tüm satın almış  büyük zengin olmuş, bundan sonra şapkama selâm verin  komşular..Laf idi söz  idi derken köyün  gençlerinden bazıları gülmeye başlar adamda huylanır, açıkta bir şey mi var neye gülüyorsunuz? diye de çıkışır..Gençlerden biri

-emmi oğlun seni kandırmış  o sana gösterdiği yer deniz , ben orada askerlik ettim çünkü deyince adamla hayli bir münakaşadan sonra ,tekrar İzmir’e gider  , ortada ne oğlan var ne tarla  ve gencin söylediği gibi gösterdiği yerde deniz..Oğlunun yalanına inanmanın  büyük üzüntüsü ile köyüne geri döner.. Dünyanın en meşakkatli işidir kul hakkına girmemek..İnsanca duruş sergilemek..Emek hırsızlığı  bir gün yemek hırsızlığına dönüştüğünde  beddua doldurur kaşığı..Atalar da ne güzel demiş “intizar dediğin bir etek taş biri değmezse biri değer “…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Reklamı Geç