Yeniden Refah Partisi Yozgat İl Gençlik Kolları 81 ilde eş zamanlı lgbt’li eşcinsel oluşumları protesto amacıyla basın açıklaması yaptı.
Cumhuriyet meydanında partililerin katılımıyla lgbt’li eşcinsel oluşumları protesto edildi.
Yeniden Refah Partisi Yozgat İl Gençlik Kolları Başkanı Ramazan Kızılay yaptığı açıklamada; Yeniden Refah Partisi Gençlik Kolları olarak, bugün burada bulunma amacımız; hakiki ve öz bir medeniyet kurma ideallerimizi yok etmeye teşebbüs eden ve uğruna çok fazla bedel ödemiş olduğumuz değerlerimizi hiçe sayan, bu topraklara yabancı ve mayası ne yazık ki bozulmuş güruhu ve onların gizli destekçilerini; alenen uyarmak ve ihtimal dahilinde Hakk’a çağırmaktır. 50 yıldır Erbakan Hocamız bizlere Haim Nahum Doktrini’nden bahsetti. Ne diyordu; Bir ülkeyi savaşla işgal edemiyorsan, şunları yapmalısın:
1-Aç bırakacaksın.
2-İşsiz bırakacaksın.
3-Borca esir edeceksin.
4-Dininden uzaklaştıracaksın.
5-Böleceksin.
6-Böldüklerini birbiri ile çarpıştıracaksın. 7-Kolay lokma haline getirip yutacaksın (işgal edeceksin).
Bizler de görüyoruz ki; her geçen gün Türkiye’mizin ahlaki, toplumsal, dini değerlerinde yozlaşma ve insanımızın geçmişle bağını kopartmak suretiyle onu yalnızlaştırma, umutlarını ve dayanağını elinden alma çalışmaları yayılmaktadır. Aslında insanlık tarihi boyunca gönderilen peygamberler, insanlığın değeri olarak yetişen alimler, kendisini yetiştiren düşünürler ve bilim insanları aracılığıyla insanlık gelişmiş ve belli bir medeniyet seviyesine ulaşmıştır. İnsanlığın dönem dönem içine düştüğü sapkınlıklardan ALLAH (CC), onları elçileri vasıtayla uyarmış ve doğru yolu göstermiştir. Geldiğimiz noktada, özellikle son birkaç yılda, belli şer odaklarının düğmeye basmasıyla, hükümetler ve uluslararası organizasyonlardan aldıkları desteklerle; LGBT ve türevleri, zinayı koruyan kanunlar ve nizamlar, cinsiyet eşitliği çalışmaları, kaldırılan İstanbul sözleşmesi ve halen yürürlükte olan ilgili kanun maddeleri ile bu değerlerin tahribatı ve yok edilme çabası ile karşı karşıyayız.
Cinsiyet eşitliği, onur ve özgürlük gibi süslü kavramlarla servis edilen ve birtakım kişiler ve kurumlar tarafından desteklenen bu onursuzluğun ve ahlaksızlığın karşısındayız. Bu izansızlık ve edepsizlik olsa olsa geri kalmışlığın ve karanlığın bir tezahürü olabilir.
Avrupa uyum yasaları adı altında normalleştirilmeye çalışılan ve desteklenen LGBT dernekleri sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Enflasyon karşısında yaşam mücadelesi veren insanların sayısının küçümsenmeyecek rakamlarda olduğu ülkemizde, İçişleri Bakanlığının açıkladığı verilere göre bu derneklerin 1 yılda 25 milyon dolar yardım alması kabul edilebilir bir durum değildir.
Başta sosyal medya fenomenleri olmak üzere, televizyon film ve dizileri, dergi ve gazeteler hatta çizgi filmlerde bile eşcinsellik özendirilmektedir.
Lüks yaşantılar içerisinde gençlere rol model olarak tanıtılan isimlerin eşcinsellik üzerine yaptığı çağrılara dur denmiyor. Bayan Voleybol Milli Takım oyuncularımızın içerisinde bile bu sapkınlık içerisinde olanlar seçilerek normalleştirilmeye çalışılıyor.
Devletin önemli bir kurumu olan SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) cinsiyet geçiş ameliyatlarının protezler dahil devlet güvencesinde olduğunu açıklayarak bu sapkınlıklara meşruiyet kazandırıyorken, aynı SGK; SMA hastası yavrularımızın tedavi masraflarının tamamını karşılamaktan aciz kalıyor. Bu durum bize: Hükümetin, devletin temel amaç ve görevlerini yerine getirme noktasında sağlıklı ve samimi karar almadıklarını gösteriyor.
Son günlerde sosyal mecralarda yaygınlaşan, normalleştirmeye çalışan bir LGBT sorunuyla karşı karşıyayız. Bu sorun ekonomiden çok daha mühim bir sorundur. Toplumları ayakta tutan en önemli unsur sağlam bir aile yapısıdır. Nesli korumak aileyi korumakla ancak mümkündür.
Toplumun çekirdeği olan aileyi koruyamazsak, Ülkemizin ayakta kalabilmesi mümkün değildir. Bizler ileride; bunca ahlaksızlık yayılırken ve topluma bu ahlaksızlık dayatılırken siz ne yapıyordunuz? Diye soracak olan evlatlarımıza ve neslimize: “BİZLER sessiz kalmadık, görmezden gelmedik, bizlere bırakılan mukaddes emanete sahip çıktık!” diyebilmek için bugün buradayız.
Tarihin üzerimize yüklediği misyon gereği buna mecburuz! Şehit kanlarıyla sulanmış ve 783.562 kilometrekarelik vatanımızın neresinde bir toprağın altını kazarsanız, oradan ecdadımızın kemiklerini ve naaşını bulmanız olasıdır. Atalarımız ve Aziz Şehitlerimiz bu mücadeleyi toprak için, tarla için, arazi için vermemişlerdir. Onlar inançları gereği, bu toprakları İSLAM beldesi kalabilmesi ve ezanların okunup, İSLAM’IN yaşanabilmesi için vermişlerdir. Üzerindeki insanlar özgür ve huzurlu bir şekilde yaşayabilmesi için canlarını, gözlerini kırpmadan feda etmişlerdir. Tanımların oligarşik yapılar aracılığıyla yeniden yazıldığı ve özgürlük kavramının; sapkın duyguların pervasızca dışa vurması olarak algılandığı bu pörsümüş zamana öfke beslenecek çok fazla sebep vardır.
1000 yıl İslam’a hizmet etmiş aziz milletin evlatları olarak bu güruha ve destekçilerine sesleniyoruz. Milli görüş gençliği olarak bu Aziz milletin evlatlarına sahip çıkacağız. Evlatlarımızı sapkınlığa, ahlaksızlığa, lut kavminin akıbetine esir etmeyeceğiz. Bu Aziz milletin evlatlarının izzet ve şerefi için mücadele edeceğiz” diye konuştu.