Nöbetçi Eczaneler
Yozgat Bozok Üniversitemizin Basın biriminden bir açıklama yapıldı, bu açıklamanın dikkate değer kısmını buradan aktarmak, yapılan çalışmanın ne kadar değerli ve kıymetli olduğunu, belirterek, emeği geçenlere hakkı teslim etmek istedim.
Türkiye’nin genç nüfusu, sadece sayısal bir veri olmaktan çıkıp ülkenin geleceğini şekillendiren bir potansiyele dönüşüyor. Bu dönüşümün en somut örneklerinden biri ise Yozgat Bozok Üniversitesi’nde yaşanıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) kapsamında üniversitenin elde ettiği başarı, sadece rakamların değil, vizyonun ve emeğin de bir göstergesi.
2024-2025 yılı 4. dönem başvuru sonuçlarına göre Bozok Üniversitesi, toplamda 14 proje ile destek almaya hak kazandı. Bu projelerin 3’ü ulusal ölçekte, 11’i ise yerel düzeyde gençliğe dokunacak nitelikte. Elbette bu başarı bir tesadüf değil. Geride kalan dört dönem boyunca Bozok Üniversitesi toplam 27 proje ile yaklaşık 1 milyon 300 bin TL değerinde ayni destek almayı başardı. Bu sadece üniversitenin proje üretme kapasitesinin değil, aynı zamanda öğrencilerin, akademisyenlerin ve Genç Ofis’in birlikte çalışmasının bir meyvesi.
Projelerin çeşitliliği dikkat çekici: bilim ve teknoloji, güzel sanatlar, spor, sağlıklı yaşam, sosyal gelişim, mesleki eğitim, tarım teknolojileri… Liste uzayıp gidiyor. Bu geniş yelpaze, gençlerin yalnızca akademik değil, çok boyutlu bir gelişimi hedeflediğini gösteriyor. Daha önemlisi, bu projeler gençleri “tüketen” değil, “üreten” bireylere dönüştürme çabası taşıyor.
Yozgat gibi Anadolu’nun merkezinde yer alan bir şehirde, üniversite gençliğinin bu denli aktif ve üretken olması umut verici. Zira kalkınma sadece büyük şehirlerde değil, yerelden başlar. Bozok Üniversitesi, yerelden yükselen bir başarı hikâyesi yazıyor. ÜNİDES gibi programlar da bu hikâyeyi destekliyor, güçlendiriyor.
Sonuç olarak, Yozgat Bozok Üniversitesi’nin ÜNİDES programındaki bu başarısı, yalnızca bir üniversitenin değil, Türkiye gençliğinin potansiyelinin ve yarına dair umudunun altını çiziyor. Gençler üretmeye, üniversiteler desteklemeye, kurumlar iş birliğine devam ettikçe; geleceğe dair kaygılar yerini inanca ve güvene bırakacaktır.