Emekli başta olmak üzere asgari ücretli çalışanların ve dar gelirlilerin tek umudu Temmuz’da maaşlara yapılacak zamda. Temmuz ayına sayılı günler kaldı, an itibari ile somut bir açıklama söz konusu değil. Konu ile ilgili en son açıklamalara bakılacak olursa yüzde 40 oranında bir artış olacak.
Dükü yazımda da hükümetin talebi ek bütçeden bahsetmiştim. Fakat TBMM’ye sunulan ek bütçe yasa tasarısıyla Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanları, milletvekili ile emekli vekil, dul ve yetim maaşları yüzde 40 oranında artacak.
TÜİK tarafından 4 Temmuz’da açıklanacak haziran enflasyonu ile memur ve emekliye verilecek zam oranı belli olacak. Beklenti milyonlarca gariban kitlenin maaş ve aylığında yüzde 40 oranında artış yapılması yönünde. Tabii TÜİK tarafından sürpriz TÜFE oranı duyurulmazsa.
Ülke yöneticileri, milletvekilleri ile emekli ve memur maaşında aynı oranda, yani yüzde 40 artış yapılacak. Lakin mevcut aylıklar arasında dağlar kadar fark olduğundan dar ve sabit gelirli memur, emekli hayat pahalılığı altında ezilmeye devam edecek.
Ben ekonomist değilim ama uzmanların hesaplamalarına bakıldığında; 1 trilyon 80 milyar tutarındaki ek bütçe yasa tasarısının kabulü ile Cumhurbaşkanı maaşı yüzde 40.4 oranında artışla 100 bin 750 liradan 141 bin 453 liraya, emekli cumhurbaşkanları 56 bin 581 lira alacak. Emekli TBMM Başkanı ve eski başbakanlar 42 bin lira, emekli milletvekilleri 25 bin lira 461 lira maaş alacak.
Halen TBMM’de görev yapan milletvekilleri ise 25 bin 470 lira maaş ve yolluklarla birlikte 41 bin 600 lira alıyor. Emekli aylığı bağlanıp da halen milletvekilliği sürenlerin aylığı ise 67 bin liraya ulaşıyor.
Kimsenin maaşında ve aylığında gözümüz yok. Lakin halen 2.500 liraya talim eden emekliyi, 4.253 lira para ile bir ay geçinmeye çalışan asgari ücretliyi, 6-7 bin lira alan memuru dikkate aldığımızda, milyonlarca sabit gelirli kitlenin ne zor durumda olduğu açıkça ortaya çıkıyor.
Tamam, ülkeyi yönetenler, TBMM’de görev yapan vekiller istediklerini alsınlar. Ancak memur, işçi ve emeklinin durumu da iyileştirilmeli talepleri karşılanmalı. Yoksa toplumda hoşnutsuzluk ve homurdanmalar sürer.
Açlık sınırının 6 bin lirayı aştığı günümüzde 2.500, 5.000 lira gibi güdük maaşları hangi yarasına merhem olabilir garibanların? Çarşıya pazara gidemez hale geldi sabit gelirliler. Ardı ardına gelen zamlar karşısında şaşırmış durumda.
Emekli en düşük aylığın yaşanabilir düzeye çekilmesini, intibak yasasının çıkarılmasını, bayram ikramiyelerinin artırılmasını, sağlık hizmetinden yapılan kesintilerin sonlandırılmasını, ek ödeme tutarının yükseltilmesini yıllardır talep ediyor. Ne ki yaşamsal istemleri hep ıskalanıyor.
Aylık ve maaşlara salt 6 aylık enflasyon oranında yapılan zam yeterli olmuyor. Radikal bir iyileştirme gerçekleştirilmeli ki bir ölçüde soluklanabilsinler.
Her şeye her yere para bulan hükümet, sıra emekliye geldiğinde “para yok” diyerek 13 milyon 662 bin emekli, dul ve yetimin ikramiyesine artış yapmayarak onları sorunları ile baş başa bırakabiliyor. En çok bu ikircikli tavra ve adaletsizliğe isyan ediyorlar. Hiç olmazsa Kurban Bayramı’nda verilecek ikramiye, bu kez artırılmalı…