Haftaya başlarken, güzel sohbetler yapmayı çok isterdim ama ülkenin genel durumuna ve yaşam koşullarına baktığımızda “insanlığın bittiği yerdeyiz” demekten başka bir söz aklıma maalesef gelmiyor…

Her güne bir kalp ağrısıyla uyanıyoruz ve gelecek günler için edişe taşıyanların sayısı ne yazık ki, giderek artıyor…

Çaresizlikle başa çıkamayan ve geride daha da büyük bir çaresizlik bırakıp giden canları görüyoruz…

Yozgat’ta hafta sonu kimliğini bilmediğim bir vatandaş, kaldığı otelin balkonundan kendini aşağı atmak istedi, sebebini öğrenemediğim bu olayı takip eden güvenlik güçleri, vatandaş ile bir süre konuştuktan sonra ikna etmeyi başardı, olay daha fazla büyümeden sorunsuz bir şekilde bitti.

* * * *

Türk lirasının döviz karşısındaki değer kaybı, önlenemeyen enflasyon, zamlar ve gittikçe düşen alım gücü hepimizin belini bükmeye devam ediyor…

Bütün sıkıntılara ve zorluklara rağmen üniversiteyi bitiren, KPSS sınavında yüksek puan almasına rağmen, torpili olmadığı için atanamayan, iş bulamadığı için evde her gün baskı altında kalan, ailesinden azar işiten, bunalıma giren gençlere kim el uzatacak?

Arkadaşları evlenip, çocuk sahibi olurken, bunalımlara geçirmemek mümkün mü?

* * * *

Türk Milleti terör, enflasyon, eğitim, tarım, sağlık, hayvancılık başta olmaküzere her alanda büyük sıkıntılar yaşıyor.

Toplumun belli kesimleri bir eli yağda, bir elin balda iktidarın nimetleriyle yaşarken, Türk ekonomisi artık nereye varır bilmiyoruz.

Türk Milletindeki birlik ve beraberlikler, yardımseverlikler maalesef her geçen gün kayboluyor ve kaybetti desek yanılmamış oluruz.

Eskiden böyle miydi? İşyerlerindeki esnaf, tüccar birbirlerinin senetlerini öder, kefil olurlardı, birlik ve beraberlik en üst seviyelerde değil miydi? Kaybettik bütün bu değerlerimizi…

Şimdi genelde ve Yozgat’ta yaşayanlar olarak geldiğimiz noktaya baktığımızda insanlık ölmüş, insanlar kendi derdine düşmüş olmalı ki herkes burnundan soluyor…

* * * *

Ülkede yaşanan şu olaylara bir bakınız!..

İstanbul’da bir belediye otobüsü şoförü halkın üstüne otobüs sürüp, yolcuları tartaklayıp, birini bıçaklıyor ve kendini denize atıyor, böyle insanlık olur mu?

Yine İstanbul’da yaşları 48-65 arasındaki ikisi erkek dört kardeş işsizlikten, yoksulluktan siyanür içip intihar ederek, yaşamlarına son vermişler.

Alın size bir de Antalya’da örnek. İşsizlikten, parasızlıktan cinnet geçirip, eşini, kızını, oğlunu ve kendini siyanürle öldürüp, hayatlarını son veren bir aile…

* * * *

Hep başka şehirlerden örnek verdim. Yozgat’ta çok şükür bu tür olaylar henüz yaşanmamış olması ilimiz de hayatın güllük-gülistanlık olduğu anlamına elbette gelmez, bildiğimiz bazı konuları sıkıntı olmasın diye yazmıyoruz…

Ancak hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk, bu milleti ne yazık ki bu duruma getirdi. Gelir adaletsizliği artmaya devam ettikçe böyle olaylarında sayısı eksilmek yerine artmaya devam edecektir.